TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİ OVP'A GİRDİ
Bilindiği gibi otomatik katılım, SGK kapsamındaki bir işverende çalışanların işverenleri tarafından bireysel emeklilik sistemine dahil edildiği bir uygulama. Orta vadeli programda OKS uygulamasının tamamen kaldırılarak, tamamlayıcı emeklilik sisteminin uygulamaya alınacağına dair bir hedef yer alıyor. Halen otomatik katılımda olan çalışanlar da, isterlerse hak kaybına uğramadan birikimlerini gönüllü BES tarafına aktarabilecek veya isterlerse birikimlerini alarak sistemden ayrılabilecekler.
Tamamlayıcı emeklilik sistemi OKS’den iki ana yönüyle farklı. Birincisi SGK kapsamında çalışan bütün çalışanlar, sisteme zorunlu olarak dahil edilecek ve daha sonrasında sistemden ayrılamayacaklar. İkincisi de, çalışanların maaşlarından yapılacak %3 kesintinin yanında %1 de devlet desteği uygulanması düşünülüyor. Bu iki ana başlık nedeniyle; (zorunluluk ve işveren desteği) tamamlayıcı emeklilik otomatik katılım üzerine tasarlanamıyor.. Ancak mevcut ekonomik şartlarda tamamlayıcı emeklilik sistemine ilk itiraz işverenlerden geliyor. İşverenler kendilerinin ödemesi gereken %3’lük katkı payını maliyetleri artıracağı gerekçesiyle ödemek istemiyor. Bakalım, 2025’te nasıl ikna olacaklar.
Her neyse, harekette bereket vardır, diyelim. OKS mevcut haliyle başlangıçta yapılan birkaç küçük taktik nedeniyle kendisinden umulanı veremedi. İlk taktik hata, çok kısa bir zaman içinde hazırlanarak uygulamaya alındı, toplumda yeterince tartışılmadı, anlaşılamadı. İkinci taktik hata ise ‘cayma’ ve zorunlu kavramlarının çalışanlarda yarattığı korku. Sistem ‘zorunlu’ olacakmış, şimdi ‘caymazsak’ sonra çıkamayacağız, düşüncesi, sisteme dahil edilen çalışanların akın akın sistem dışına çıkmasına neden oldu. Umuyoruz, tamamlayıcı emeklilik sistemi hem sivil toplum kuruluşları, hem de işçi ve işveren taraflarında yeterince tartışılır, sorular yanıtlanır.
Otomatik katılım sistemindeki konuşulmayan sorunların en önemlilerinden biri işverenin çalışan maaşından yaptığı katkı payı kesintisini sisteme yatırmamasıydı. Bu konuda kendilerine ulaşan şikayetlerin sonuçlandırılmasıyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilendirilmiş idi. Ancak katkı payları sisteme yatırılmadığı için ayrılan ciddi bir çalışan grubunun olduğu gözleniyor.
Tamamlayıcı emeklilik sisteminde çalışanlar sisteme zorunlu olarak dahil edilecek, sistemden çıkamayacaklar. İşverenler BES katkı paylarını sisteme yatırmasa bile sistemde kalmaya devam edecekler. Peki, işveren katkı paylarının takibini kim yapacak? SGK’nın bile prim alacaklarının önemli bir yet tuttuğu bu ortamda, BES katkı paylarının çalışanların hesaplarına yatırılması, nasıl zorunlu tutulacak? Enflasyona karşı oluşan değer kayıpları nasıl tazmin edilecek?
Çözüm olarak benim aklıma, BES katkı payı tahsilatlarının işverene bırakılmaması, çalışanların kendilerinin katkı paylarını kendilerinin ödemesi geliyor. Aynen gönüllü BES sistemindeki gibi çalışanlar katkı paylarını banka hesaplarından veya kredi kartlarından ödeyebilirler. Peki, bu nasıl yapılabilir, yapılabilir mi? Bana yapılabilirmiş gibi geliyor, siz ne dersiniz?
Diğer taraftan işveren katkı paylarının BES şirketleri tarafından yakın takibinin yapılması, hiçbir şekilde affedilmemesi gerekiyor. SGK prim tahsilatlarının çok zor yapıldığı bir ortamda, bireysel emeklilik işveren katkı paylarının sisteme zamanında yatırılması için gereken önlemlerin alınması, yaptırımların uygulanması tamamlayıcı emeklilik sisteminin geleceği açısından büyük önem arz ediyor.