BORSADAKİ VOLATİLİTENİN BES’E ETKİSİ
Son dönemde borsada ortalık toz duman. Özellikle bankacılık hisselerinin önderliğinde başlayan çıkışın ardından gelen sert satışla; spekülasyon, manipülasyon iddiaları birbirine karıştı. Son olarak da banka hisselerinde geri alımların başlaması, çıkışın fişeğini ateşleyen spekülatör ve aracı kurumların kurtarıldığı yorumlarına neden oldu. Zaten halkın gözünde aşırı riskli bir yatırım aracı olan hisse senedi yatırımları, son hareketlerin ardından, yatırımcının piyasadan soğumasına neden oldu. Bu volatil ortamda zarara uğrayan küçük yatırımcıların ve çevresindekilerin ayağı da bir nevi borsadan kesilmiş oldu.
Borsada fiyatlar sürekli olarak bir denge arayışı içerisinde. Ancak giderek dalga boyları uzarken, hareketler sertleşiyor. Bunda algoritmik emirlerin ve ‘stop loss’ların (borsada önceden belirlenen düşüş seviyesinin altına gelen fiyatlardan gerçekleşen özel emir türü) etkisi çok fazla. Giderek daha fazla yatırımcı, borsadaki zararını kısa kesmek için ‘stop loss’ kullanırken, algoritmik emirler ise işlem hacminin daha büyük bir bölümünü oluşturmaya başladı.
Peki, borsada böylesine çalkantılar yaşanırken bireysel emeklilik fonları tarafında neler oluyor? BES katılımcıları hisse senedi fonlarına ilgi gösteriyor mu?
BES FONLARINDA SAKİN BÜYÜME
BES fonları sakin ve istikrarlı büyüme eğilimini sürdürüyor. Ortalamada BES havuzunun yüzde 13-15’i yerli hisse senedi yatırımlarına bağlanmış durumda iken, bu oranın halihazırda yüzde 16’yı aşmış olması, katılımcıların hisse senedi ağırlıklarını artırdığını gösteriyor. (Altın ve kıymetli maden yatırımlarında azalış, hisse yatırımlarındaki artışla dengelenmiş.) Borsadaki yükselişe iştirak eden BES hisse senedi fonları yükselişten payını alarak 1 Temmuz 2022-23 Eylül 2022 aralığında yüzde 33 büyüdü. Bu büyümede tabi ki 3 aydır sisteme yatmakta olan katkı paylarının da etkisi var. Aynı dönemde BİST 100 endeksi de yüzde 35 yükselmiş. Yükselişin banka hisseleri öncülüğünde gerçekleşmesi yani sektörel bir yükseliş olması nedeniyle, BES fonlarının büyümesinin bir nebze piyasa ortalamasından düşük olması anlaşılabilir. Çünkü hisse senedi fonlarının çok büyük bir kısmı BİST 30 ve BİST 100 endekslerini takip ediyor. Özellikle banka endeksini takip eden BES fonu yok.
BES’İN UZUN VADEDE AVANTAJI
Piyasalardaki salınım dipten alıp, zirvede satmak isteyen yatırımcıları her gün alım-satım yapmaya teşvik ediyor. Halbuki piyasalarda kazanmanın yolu her gün alım-satım yapmak değil, trendleri takip etmektir. Fiyatlar trend üzerinde ise pozisyonda kalınıp, trend kırıldığında pozisyondan çıkılmalıdır. Ancak piyasanın hay-huyu içerisinde bunu yapabilmek çok da kolay değildir. Sürekli bilgi akışının olduğu ve fiyatların artan bir volatilite ile savrulduğu durumlarda, yatırımcılar çoğu zaman piyasaya tepkisiz kalamaz ve daha önceden düşünmediği pozisyonlara girer veya pozisyonlarını kapatır. İşte BES’in en önemli avantajı burada ortaya çıkıyor. Katkı paylarının piyasa hareketlerinden bağımsız, düzenli olarak ödenmesi, piyasada dip ve zirve yakalama arzusunu törpülüyor. Diğer yandan fon dağılım değişikliği hakkının yılda 12 kez olması ve fonların valör süreleri katılımcıları günlük hareketlerden ziyade, orta ve uzun vadeli davranmaya itiyor. Böylece BES fonlarının portföylerindeki hisse senetleri bir anlamda piyasayı sabitlemeye, fiyatları ortalamalar seviyesinde dengelemeye ve dalga boylarının kısalmasına yardımcı oluyor. BES’teki hisse yatırımlarının tutarı arttıkça, piyasanın dengelenmesine katkısı daha gözle görünür hale gelecektir.
PİYASA HER ZAMAN ORTALAMAYA DÖNER
İster TEFAS’ta işlem gören hisse yatırım fonu olsun, isterse de bireysel emeklilik hisse senedi fonu olsun, fon yatırımcıları; alım-satımdaki valör süreleri nedeniyle kısa vadede piyasadaki hareketlere iştirak etmekte zorlanıyor. Bu ilk bakışta dezavantaj gibi görünebilir. Ancak uzun vadede fonların getirileri takip ettikleri piyasa ortalamasına yaklaşıyor veya piyasa ortalamasını geçiyor. Çünkü piyasalar her ne kadar volatil olsa da, uzun vadede fiyatlar belli bir ortalama üzerinde hareket ediyor ve fon portföyündeki çeşitlendirilmiş varlık dağılımı da bir nevi ortalama getiri sağlıyor yatırımcısına. İyi seçilmiş bir varlık dağılımı ile çoğu fon, uzun vadede piyasa ortalamasını yakalayabiliyor.
HİSSE FONLARA GEÇME ZAMANI MI?
Piyasalardaki volatilite her ne kadar yatırımcıları ürkütse de, fon tarafında, çeşitlendirme nedeniyle volatilite yumuşuyor. Özellikle 18 yaş altının BES’e girmesiyle hisse senedi fonlarının ağırlıkla tercih edilmesi, BES havuzunun yapısında da değişime neden oluyor. BES’e yeni girenler, gençler, BES dışında da birikimi ve yatırımı olanlar, yüksek gelire sahip olanlar, portföylerindeki hisse senedi fonlarının ağırlığını artırabilirler. OKS tarafında doğrudan hisse fon tercih edilemese de; agresif değişken fonlar hisse fon yatırımı yerine ikame edilebilir. Hatta Gönüllü BES tarafında da agresif değişken fonlar ile hem riskli varlıklara yatırım yapılmış, hem de bu varlıkları seçme sorumluluğu portföy yönetim şirketine bırakılmış olur.