BES ÖZGÜRLEŞİYOR

BES ÖZGÜRLEŞİYOR

Bireysel emeklilik sistemi 2003’te başladı. Gelecek yıl 20. yaşını kutlayacak. Sistem bir taraftan dünyadaki ve ekonomideki gelişmelere paralel büyümesini sürdürürken, bir taraftan da katılımcıların ve sektör temsilcilerinin talepleri sistemi yenileşmeye, gelişmeye zorluyor. Sistemin kuruluşunda sadece çalışanlara verilen vergi teşviki, yüzde 25 devlet katkısıyla yer değiştirerek, tüm BES katılımcılarını kapsayacak şekilde düzenlendi. BES’in en önemli mihenk taşlarından birisi yüzde 25 devlet katkısıydı. İkinci mihenk taşı ise, çalışanların otomatik katılım yöntemiyle sisteme dahil edilmesiydi. Her ne kadar ‘Otomatik Katılım’ bir iletişim kazasıyla, zorunlu olarak algılandıysa da, mevcut durumda gönüllü BES ve OKS (Otomatik Katılım Sistemi) halen kişilere istediği zaman sistemden çıkabilme özgürlüğü sağlıyor.

Şimdi meclisten geçen yasada BES için çok önemli iki mihenk taşı daha bulunuyor. Bunlardan birincisi ‘kısmi çıkış’ olanağının sağlanması, ikincisi ise BES birikimlerinin bankalarda teminat olarak kullanılabilmesi. Bu düzenlemeler ile BES birikimleri durağan, sadece birikim yönlü değil, uzun bir tasarruf döneminde oluşabilecek ihtiyaçları da karşılamaya dönük olarak, çıkışa da olanak veren bir yapıya kavuşuyor. Yani BES birikimleri çift yönlü bir nakit akışına kavuşuyor. Bunların yanında devlet katkılarının yüzde 30’a çıkarılması, 45 yaş üstündeki çalışanların talep etmesi halinde OKS’ye dahil edilmesi ve sisteme toplu para yatırılması halinde gelecek yılların devlet katkılarından alacak hakkı doğması konuları da yasalaştı. Gelin, BES’te gerçekleşen değişikliklerin neler olduğuna detaylı olarak bakalım, avantaj-dezavantaj tartışması yapalım:

 KISMİ ÇIKIŞ DÜZENLEMESİ

BES mevzuatında, katılımcılar sisteme girdikten sonra istedikleri zaman sistemden çıkabiliyorlar. Fakat çıkarken, birikimlerinin tamamını alıp çıkmak zorundaydılar. İhtiyacım kadar birikimimden kullanayım, diye bir şey yok. Diğer yandan sistemden çıkarken, ilk beş yıl giriş aidatı ve yönetim gideri kesintileriyle karşılaşıyor, devlet katkılarını da sistemde bulundukları süreyle ilişkili olarak alabiliyorlardı.  Bu da katılımcıların zarar etmelerine, şikayetlere ve çatışmalara neden oluyordu. Şimdi yapılan değişiklikle, katılımcılara konut alımı, evlilik, eğitim vb. ihtiyaçları halinde, belli şartlarla birikimlerinden çekim yapabilmelerine olanak sağlanıyor. Katılımcının kendi birikiminin yüzde 50’sine, kadar kısmen ödeme yapılabiliyor. Kısmen yapılan ödeme tutarının yüzde 25’ini geçmemek üzere devlet katkısı hesabından da çekim mümkün olabiliyor. Böylece katılımcılar devlet katkılarının tamamını alabilmeleri için gerekli olan süreyi kaybetmeyecek, ihtiyaçlarını birikimlerinden karşılayacak, bir taraftan da katkı payı ödeyerek sözleşmesinin devamını sağlayabilecek.

BİRİKİMLERİN BANKADA TEMİNAT GÖSTERİLMESİ

BES’in akışkanlığına katkı yapacak, mihenk taşı niteliğindeki diğer değişiklik, BES birikimlerinin bankalarda teminat olarak kabul edilmesi. Böylece katılımcılar, BES birikimlerini bankalarda teminat göstererek, kredi kullanabiliyorlar. Bu düzenleme ile katılımcılar, bir taraftan herhangi bir kesintiye uğramadan BES’e katkı payı yatırarak devlet katkılarına hak kazanırken, diğer taraftan düşük faizli kredi olanağına kavuşuyorlar.

DEVLET KATKILARININ YÜZDE 30’A ÇIKARILMASI

2013 yılından bu yana, devlet katkıları yüzde 25 olarak uygulanıyordu. Devlet katkılarının uygulamaya alındığı 2013’te yıllık enflasyon yüzde 7-9 aralığında. Dolayısıyla devlet katkısı çok ciddi ve cazip bir teşvik olarak görünüyor, o dönemde. Evet, halen devlet katkıları cazip, fakat kabul edelim ki, yükselen ve yüzde 30’lara ulaşan enflasyon ortamında, eski cazibesi yok. Üstelik devlet katkısı fonlarının getirileri de aradan geçen bu kadar yılda, enflasyon karşısında ezilmiş. Devlet katkısı fonlarının hepsinin mevcut olduğu 2014 yılından bu yana bakıldığında toplam enflasyon yüzde 200’e ulaşırken faizli/faizsiz devlet katkılarının ortalama getirileri, yüzde 105’te kalmış. Bu nedenle 22 Ocak 2022 tarihi itibariyle yüzde 30’a çıkan devlet katkıları, enflasyon karşısında ancak bir yıllık enflasyon hasarını önlemeye yardımcı olacaktır. Burada önemli noktalardan birisi de, devlet katkısı fonlarının getirisinin artırılmasına dönük düzenlemelerdir. Devlet katkısı fonlarına özel ihraç edilecek, piyasalarda işlem görmeyen, enflasyona endeksli borçlanma araçları bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir.

Devlet katkılarının yüzde 30’a yükseltilmesi ile ilgili merak edilen konu, bundan herkesin yararlanıp-yararlanamayacağı. Yasa yürürlüğe girdiği zaman, sistemde olan ve yeni sisteme girecek olan herkes, bu tarihten sonra sisteme yatıracakları katkı payları karşılığında, yüzde 30 devlet katkısından yararlanabiliyor.

45 YAŞ ÜSTÜ ÇALIŞANLARIN OKS’YE DAHİL EDİLMESİ

OKS (Otomatik Katılım Sistemi) 2017 yılında başladığında sisteme dahil edilecek çalışan grubu, 45 yaş altı olarak hedeflenmişti. 45 yaş üstü çalışanlar sistem dahil edilmiyordu. Yapılan değişiklik ile isteyen 45 yaş üstü çalışanlar da, sisteme dahil edilebiliyor. Böylece birikim kabiliyeti olan fakat mevzuat nedeniyle OKS’de biriktirme olanağı bulunmayan çalışanlar da sisteme dahil olacak ve birikim yapabilecekler.

Peki, OKS’nin avantajı nedir? Çalışanlar neden OKS’de biriktirerek emekli olmayı arzu etsinler? OKS’nin en büyük avantajı devlet katkılarında. Başlangıç devlet katkısı, yüzde 30 devlet katkısı ve emeklilikte birikimlerini en az 10 yıl olacak şekilde, yıllık gelir sigortasına aktaranlara ek yüzde 5 devlet katkısı daha. Yani OKS’den emeklilik hakkı kazanacak olanlar, birikimlerini yıllık gelir sigortasına aktardıkları zaman yüzde 5 stopaj ödememiş gibi olacaklar.

SİSTEME TOPLU PARA YATIRMA OLANAĞI

Mevcut durumda katılımcıların sisteme katkı payı yatırmasında hiçbir üst limit yok. Katılımcılar istedikleri kadar katkı payı ödeyebilir. Limit nerede? Devlet katkısını alabilmekte. Her bir katılımcının veya çalışanın bir yıl içerisinde alabileceği devlet katkısı üst sınırı, yıllık brüt asgari ücretin yüzde 25’i ile sınırlı. Şimdi yapılan düzenleme, sisteme toplu para yatırabilecek olanlara, bir anlamda devlet katkısı alacağı oluşturmak ve gelecek yılların devlet katkılarından alabilmesini sağlamak. Bu nasıl olacak? Katılımcı diyelim ki çocuğu için sisteme toplu olarak 200 bin lira katkı payı yatırdı. Mevcut durumda 2022 yılı için bu katkı payının sadece 60 bin lirası karşılığında devlet katkısı alabilecek. Geri kalanı için alamayacak. Yeni düzenleme ile 200 bin lira katkı payının 60 bin lirası karşılığında devlet katkısını ilk yıl alacak. Geri kalan 140 bin liranın (brüt asgari ücretin aynı kaldığı varsayımıyla) ikinci 60 bin lirası için gelecek yıl, üçüncü 60 bin lirası için bir sonraki yıl, kalan 20 bin lirası için de daha sonraki yıl, devlet katkısı alacak. Böylece devlet katkıları dört yıla yayılmış olacak. Tabi ki katılımcı isterse bu dönemde sisteme katkı payı ödemeye devam edebilir ve devlet katkısı alacağını daha sonraki yıllara aktarabilir.  

Yapılan düzenlemelerin hepsi katılımcı lehine. Sistemi geliştirecek, katılımcının ihtiyaçları doğrultusunda sisteme giriş ve çıkış akışı sağlayacak düzenlemeler. Peki, bu düzenlemelerin hiç mi dezavantajı yok? Hepsi mükemmel mi? Tabi ki değil. Her şeyin avantajı olduğu gibi dezavantajı da var. Örneğin, kısmi çıkış ve birikimlerin bankalarda teminat gösterilmesi uygulamalarının yaygınlaşması, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde sistemin büyüme hızını kaybetmesine neden olabilir.

Diğer taraftan kısmi çıkış ve birikimlerin bankalarda teminat gösterilmesi, zamanla sistemden çıkışları azaltacak, devlet katkılarından faydalanan katılımcı sayısı artacaktır. Bu da ileriki dönemlerde bütçe üzerinde oluşan yükün ağırlaşmasına neden olabilir.

Bir diğer eleştiri noktası da, BES’in zaman içerisinde gelir dağılımının daha da bozulması yönündeki etkisine olabilir. Sisteme ne kadar çok katkı payı ödeniyorsa kamu kaynaklarından o kadar çok faydalanmak mümkün hale geliyor. Bunun bedeli geniş halk kesimleri tarafından ödeniyor. Dolayısıyla bu uygulamaları, zaman içerisinde gelir dağılımını dengeye kavuşturacak politikalarla desteklemek gerekiyor.

PARA YÖNETEN ROBOTLAR

PARA YÖNETEN ROBOTLAR

NE KADAR RİSK, O KADAR GETİRİ

NE KADAR RİSK, O KADAR GETİRİ