GETİRİ PEŞİNDE KOŞARKEN ALINAN RİSKİN FARKINDA MISINIZ?
Risk, hayatımızın her anında, her yerinde. Çoğu zaman farkında bile olmadan aldığımız kararların arkasında hep risk var. Örneğin; bir yere kendi arabamızla gitmek yerine toplu taşımayla gitmenin riski ve getirisi ne olabilir? Arabayla gitmek bazen hız sağlar, bu getirisidir. Ama ya park yeri yoksa…Bu da riskidir. Ya da toplu taşımanın maliyeti düşük (getiri) ama ya hastalık (risk) kaparsak vb.
Genellikle risk yatırım kavramıyla birlikte ifade edilir. Gelin yatırım araçlarını getirilerine ve risklerine göre sınıflayalım, getiri ile alınan riskin karşılaştırmasını yapalım.
SABİT GETİRİ SAĞLAYANLAR
Yatırımlarda iki ana değişken söz konusu. Birincisi vade, diğeri getiri. Hangi vadede ne kadar getiri sağlayacağı, alım anında belli olan varlıklar sabit getirili olarak sınıflandırılıyor. Örneğin devlet tahvilleri, hazine bonoları, banka bonoları, kira sertifikaları, özel sektör tahvilleri, varlığa dayalı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı menkul kıymetler, Eurobondlar (Döviz cinsinden borçlanma araçları) sabit getirili menkul kıymetlerden bazılarıdır. Buradan da anlaşılacağı gibi sabit getirili menkul kıymetlerin arkasında bir borçlanma durumu vardır. Sabit getirili menkul kıymetleri ihraç edenler piyasadan topladıkları para karşılığında, bu menkul kıymetleri ihraç ederler. Yani borçları karşılığında sabit getirili menkul kıymet dediğimiz ve borcu temsil eden bu kıymetli kağıtları piyasaya verirler. Hatta karşılığında bir menkul kıymet olmasa da; TL- döviz-altın cinsinden mevduat, katılma hesabı, ters repo ve Takasbank Para Piyasasında değerlendirilen paralar ve onların getirilerini sabit getirili varlıklar olarak değerlendirebiliriz. Bu tür yatırımların hepsinde belirlenen dönem sonunda ne kadar getiri sağlayacağımızı bu varlıkları satın aldığımızda biliriz.
Peki, vadeyi biliyoruz, ne kadar getiri elde edeceğimizi biliyoruz, öyleyse risk bunun neresinde? Sabit getirili menkul kıymetlerin günlük değerlenmesinde kullanılan faizlerin dalgalanması sabit getirili varlıkların fiyatında da dalgalanmalara neden oluyor. Ancak sabit getirili varlığı alım tarihinden belirlenen vade sonuna kadar elinde tutanlar, faizlerdeki bu dalgalanmalardan etkilenmiyor. Vade sonunda vadedilen getiriyi elde ediyorlar.
SABİT-DEĞİŞKEN ARASI GRİ BÖLGE
Sabit getirili menkul kıymetlerin bir diğer riski ise, yükselen enflasyon ortamında faizler enflasyonu takip ettiği için getiriler enflasyon kaybını telafi edemeyebiliyor. Enflasyon getiri oranlarından daha hızlı artabiliyor. Bu da sabit getiri vadeden yatırımın reel olarak getiri sağlayamamasına, hatta zarara neden olabiliyor.
Vadenin de getirinin de belirli olduğu yatırımların en büyük riski olan enflasyondan korunmak amacıyla, vadesi belli, getirisi enflasyona endeksli yatırım araçları tasarlanmış. Yani vade belli, getiri çok da net değil. Enflasyona karşı koruma sağlayan, enflasyona endeksli sabit getirili varlıklar, genellikle uzun vadeli tahvillerdir. Bu vade içerisinde enflasyonun artışına karşı korunmak isteyenler, enflasyonun üzerinde bir getiri elde edebilmek için, enflasyona bağlı bir getiri talep ederler. Böylece enflasyon riskini bertaraf etmeye çalışırlar.
DEĞİŞKEN GETİRİ SAĞLAYANLAR
Hisse senetleri başta olmak üzere altın, paritelere dayalı spot işlemler, değişken getirili yatırım araçları arasında sayılabilir. Bu yatırım araçlarında getiri vaadi ve belirli bir vade söz konusu değildir. Getiri miktarına ve vadesine yatırımcı kendisi karar verir. Değişken getiri sağlayan yatırım araçlarının en büyük riski nedir? Vadesine ve getiri oranına yatırımcının karar verdiği değişken getirili yatırımlarda pozitif getiri ve negatif getiri aralıkları oldukça geniş olabilir. Karın ve zararın sınırını yatırımcı belirlemek zorundadır. Genellikle hisse senedi yatırımcıları vade ve getiri oranını kendilerinin belirlemesi gerektiğinin farkında olmadığı için, düşüşlerde beklemeyi tercih ederek zararı büyütürken, çıkışlarda karı realize etme isteği ağır bastığı için, karı kısa keser.
Diğer yandan getirisi değişken olmakla birlikte, belirli bir vade içeren yatırım araçları da piyasalarda işlem görüyor. Bunlar vadeli işlem kontratları, varantlar, opsiyonlar gibi, spot piyasadaki varlığın belirli bir vadedeki getirisine odaklanan yatırım araçlarıdır. Bu yatırım araçları mevcut spot yatırımı veya nakit akışını korumak üzere tasarlansalar da, aşırı risk alan her türlü yatırımcının işlemine açıktır. Özellikle yüksek kaldıraçlı işlemler, piyasalardaki küçük dalgalanmaların portföylere büyük dalga olarak yansımasına ve çoğu zaman anaparanın tamamının yitirilmesine neden olabilir.
Her türlü yatırımın riski var, peki riskten kaçınma için ne yapmalı? Hiçbir yatırım yapmadan birikimleri nakit olarak bekletmek aslında en büyük risktir. Çünkü alternatif getirilerden mahrum kalınır. Dolayısıyla bizim gibi yüksek enflasyonun etkili olduğu ekonomilerde birikimler mutlaka bir yatırımda değerlendirilmelidir. Bu yatırımlarda riskten tamamıyle kaçınmak mümkün olmayabilir ama riski dağıtmak mümkün. Yani portföye alınan sabit getirili ve değişken getirili yatırımların dağılımı yatırımcının risk algısı ile uyumlu olmalıdır.