MAKİNA ÇAĞINDA ÇALIŞMA YAŞAMI

MAKİNA ÇAĞINDA ÇALIŞMA YAŞAMI

Herkeste bir sanayi 4.0 telaşı var. Kimisi geç kaldığımızı düşünüyor, kimisi hemen başlarsak arayı kapatacağımızı söylüyor, kimisi ise ümidini kaybetmiş. Görüşler bir uçtan diğer uca savruluyor. Bunun nedeni teknolojideki gelişmeleri takip etmenin giderek daha zor hale gelmesi. Uyum sağlamaya zaman yok. Dünyada son 50 yılda yaratılan teknolojik gelişmeler tüm insanlık tarihi boyunca yaratılana eşit. Örneğin, ağır ve büyük mobil telefonlar sadece konuşmaya yarıyordu. Dünyanın parasına satılıyordu. Her yerden de çekmiyordu. Şimdi cep telefonları hem telefon, hem kamera, hem hesap makinası, hem saat, hem navigasyon, hem bilgisayar, hem radyo, hem televizyon vb. Konuşma, cep telefonunun en basit işlevi. Son 30 yılda telefonda yaşanan teknolojik gelişmelere o dönemde 50 yaşların üzerinde olanlar yetişemiyor. Halen tuşlu telefonların peşinde koşuyorlar. Teknoloji onları bekliyor mu? Hayır. Tuşlu telefon üretimi neredeyse sona erdi. Sürekli telefona ilave edilen yenilikler ile 50 yıl önceki telefon tanımından çok farklı bir ürün var karşımızda. Bu sadece bir örnek. Sanayide üretim hatları robotlarla donatılıyor, her bir dakikada bir otomobil üretimi mümkün hale geliyor. Sadece robot kullanmak da yetmiyor. ‘Nesnelerin internetine’ doğru yol alıyoruz. Ne demek bu? Elektronik eşyalar, ürünler, makinalar birbirleriyle iletişim halinde olacak. Evinizdeki buzdolabı biten peyniri markete sipariş edecek, peynir kapınıza gelecek. Amerika’da ilk kasiyersiz market açıldı. Alışverişinizi yapıyorsunuz, bedeli kredi kartınızdan otomatik olarak alınıyor. 3-D teknolojisi tasarlayabildiğiniz her şeyi, istediğiniz malzemeden üretiyor. Bırakın motor tasarımını, inşaat teknolojisi değişiyor, duvarlar 3-D teknolojisiyle örülüyor.

GELECEK GELİYOR

Makinalar, robotlar her şeyi yapıyor ise insan bunun neresinde olacak? Gelecekte insanların çalışma alanları, çalışma şartları hangi yöne evrilecek? Robotlar ve makinalar üretim yapacak ise, insanlar neyi nasıl üretecek, nasıl gelir elde edecek ve harcayacak? Şu anda belki de önümüzdeki dönemin ekonomik yapısını belirleyecek en önemli yol ayrımı bu soruların cevabında olacak. Teknoloji, işsizlik, istihdam ve yatırım politikaları gelecekteki ekonomik yapıyı belirleyecek. Bazen işsizliği önlemek adına teknolojiye uyum yerine geleneksel iş modelleri ile üretim tercih edilecek, bazen de teknolojiye uyum sağlanacak ama işsizlik artacak. Hem istihdamı artırıp hem de teknolojik gelişmelere uyum sağlayan model en iyi yöntem gibi görünüyor ama insan kaynağınız teknolojiye uyum sağlayacak, teknolojinin önünde gidip, teknolojiye yön verecek eğitim ve bilgi düzeyinde değilse, bunu gerçekleştirmek çok zor olacak. Gerçek olan şu ki, teknoloji gelecekteki bütün üretim, tüketim, istihdam, yatırım yapılarını değişikliğe zorlayacak, zorluyor da zaten. 

ÜCRETLERDEKİ GELİŞMELER

ABD’de yapılan araştırmalara göre 1970’li yıllardan bu yana lise ve altı eğitim düzeyine sahip çalışanların ücretleri gerilemeye devam ediyor. Ancak üniversite ve lisans eğitimine sahip çalışanlar,  ücretlerinde artış sağlayabilmişler.  Türkiye’de ücretlerdeki gelişime asgari ücret üzerinden bakıldığında, yükselen bir eğilim görülüyor. 2010’lardan sonra 500 dolar civarında dolaşan bir asgari ücret söz konusu. Makinalaşma ve robot teknolojilerinin yaratacağı istihdam ve ücret sorunlarıyla gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelere göre daha geç karşılaşacağı varsayılıyor. Ancak,  bu gecikme çok uzun zaman da almayacaktır.

Diğer taraftan çalışma ve ücret sistemlerinin de değişime uğrayacağı tahmin ediliyor. Yaklaşık 150 yıldır ekonomiyi şekillendiren endüstriyel üretimde, çalışan işyerine giderek işini icra ediyor. Halbuki yeni nesil çalışma sisteminde işyerine bağlı olmadan, proje bazında işini icra etme yani freelance çalışmak mümkün. Amerika’da halen çalışanların üçte biri freelance olarak çalışırken, birkaç yıl içerisinde toplam çalışan sayısının yarıdan fazlasının freelance işler yapması bekleniyor. Bu modelde çalışan istediği yerden yaptığı işe katkı sağlayabilir. Birden fazla işverenle de çalışabilir. Böylece maliyetlerin aşağı çekilmesi ve verimlilik artışı sağlanması mümkün olabiliyor. Ancak, çalışanlar sürekli bir gelir akışından mahrum kalıyor.

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİNE ETKİSİ

Freelance çalışmanın yaygınlaşması sosyal güvenlik sistemlerine nasıl etki edecek diye bakıldığında, kamu sosyal güvenlik sistemlerinin bu çalışma biçiminden olumsuz etkilenmesi bekleniyor. Hem ücret üzerinden alınan prim kaybı hem de devletin uğrayacağı vergi kaybı söz konusu. Halbuki çalışan başına düşen yaşlı sayısının artış eğilimi sosyal güvenlik sistemlerinin daha çok gelir elde etmesini gerektiriyor. Devletin uğrayacağı vergi kaybı ise, sosyal güvenlik sistemlerine bütçeden yapılan transferlerin de giderek azalması olasılığını ortaya çıkarıyor.  Ekonomide istihdamın freelance çalışma sistemine doğru yönelmesi bireysel emeklilik sistemlerini daha avantajlı hale getiriyor. Çalışanın ileride elde edeceği birikimin bugün ödenen katkı payına bağlı olması, sisteme daha çok katkı payı aktarılması için motive edici olabilir. Ayrıca bireysel emeklilik sisteminin katılımcıya esneklik sağlaması düzenli gelir akışı olmayan freelance çalışanlar için avantaj sağlayacaktır.

DÖNEM, DÖNEM BİRİKİM

DÖNEM, DÖNEM BİRİKİM

BES’İN HAKKINI BES’E VERMELİ

BES’İN HAKKINI BES’E VERMELİ