KREDİ NOTU’NUN BES FONLARINA ETKİSİ

KREDİ NOTU’NUN BES FONLARINA ETKİSİ

S&P tarafından normalde temmuz ayında beklenen not açıklaması, hiç beklenmeyen bir zamanda geldi.  Hafta içinde piyasalar not düşüşü ile şaşkınlığa uğradı. Dolar/TL paritesi 4,24 ile yeni zirvelere ulaşırken, faizler %15’lerde. Borsa endeksi ise 102 binin üstünde tutunma çabasında. Kuruluştan yapılan açıklamalara göre Türkiye’nin makroekonomik görünümünün bozulduğu, emeklilere yapılacak ödemeler ve vergi affı gibi uygulamaların tüketimi daha da tetikleyeceği bunun da enflasyon üzerinde baskı yapacağı, gerekçeleri not düşüşüne sebep olarak gösterildi.

KREDİ DERECELENDİRME NEDİR?

Peki, nedir kredi derecelendirme, bu kadar önemli mi? Ulusal ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları firmaların, ülkelerin borçlarını geri ödeme kabiliyetini tesbit etmeye çalışır. Aynen bankaların kredi kullandırdıkları müşterilerinin faaliyet raporlarını incelemesi ve bunun sonucunda bir rapor hazırlaması gibi, kredi derecelendirme kuruluşları da uluslararası piyasalardan borçlanmak isteyenler hakkında rapor hazırlıyor. Bu raporun sonuçlarına göre genellikle harf ile ifade edilen notlar veriyor. Ülke riski incelenirken, ülkenin büyüme performansı, enflasyon, cari açık, bütçe açığı ve bunların gelecekte ulaşabileceği seviyeler göz önüne alınıyor. Bunun yanında politik gelişmeler,  nüfus yapısı, hukuksal çerçeve ve dış ülkelerle ilişkiler de değerlendiriliyor.

KREDİ NOTU NEDEN ÖNEMLİ

Yurt dışında kredi arayışında olan şirketler, bankalar, ülkeler bu kredi notuna ister istemez tabi olmak zorunda kalıyor. Bazen ülkeler kendileri bir kredi derecelendirme şirketiyle anlaşarak, reyting notlarını görmek istiyor. Bazen de herhangi bir kredi derecelendirme şirketiyle çalışılmasa bile, uluslararası şirketler yine de kredi notu veriyor. Aynen S&P örneğinde olduğu gibi. Türkiye bu kurumla reyting anlaşmasını iptal etmesine rağmen, kuruluş Türkiye’yi notlamaya devam ediyor.  Peki, öyleyse kredi notu verenler rapor hazırlamak için verileri nereden buluyor? Türkiye S&P’a veri sağlamıyorsa, veriler nereden alınıyor? Derecelendirme kuruluşları kamuoyuna açık olan, OECD, Dünya Bankası ve İMF ile Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı, TÜİK gibi kurumlardan verileri derleyerek raporlarını hazırlıyor. S&P Türkiye ile anlaşması olmamasına rağmen neden kredi derecelendirme çalışması yapıyor, neden not veriyor Türkiye’ye? Çünkü Türkiye’ye borç verecek olan uluslararası kuruluşlar bu raporları ve notları görmek istiyor. Bunun nedeni olarak iki şey söylenebilir: Birincisi kredi derecelendirme çalışmasının sonucuna göre verilecek kredinin risk primi hesaplanıyor. Yani kredinin geri ödeme kabiliyeti, kredinin vadesi, büyüklüğü, uluslararası piyasalardaki kredibilite risk priminin hangi seviyelerde oluşacağını gösteriyor. İkincisi ise kredi kullanan ülke veya şirketler izlemeye alınıyor. Süreç içerisinde kredi kullananın ödeme kabiliyetini etkileyebilecek gelişmeler takip ediliyor. Olası olumsuz gelişmeler raporlarla ve notlarla kredi verenlere duyurulmuş oluyor.

TÜRKİYE’NİN NOTU

Uluslararası kredi derecelendirme firmalarının en çok bilinenleri Moody’s, S&P ve Fitch. Bu kuruluşlar nezdinde Türkiye’nin kredi notu 2017 yılında yatırım yapılabilir seviyenin altında düşürülmüştü. Bu kez S&P yabancı para cinsinden kredi notunu ’BB’den ‘BB-‘ye düşürürken yerli para cinsinden notu ‘BB+’dan ‘BB’ye düşürdü. Görünüm ‘durağan’da tutuldu. Moody’s ve Fitch tarafından da yatırım yapılabilir seviyenin altında bulunan kredi notları uluslararası piyasalarda zaten yükselmekte olan LİBOR faizlerine daha yüksek risk primi ilave edileceği anlamına geliyor. (LİBOR: Londra bankalararası piyasada dünyanın önde gelen kredibilitesi yüksek bankanın, birbirlerine uyguladıkları referans faiz oranıdır. Her gün saat 11’de dolar, Euro, yen, frank ve pound cinsinden faiz oranları belirlenir. )

BES FONLARI

Kredi notunun açıklanmasının ardından piyasalarda oluşan dalgalanmalarda Dolar/TL paritesi ve faizler yukarıya hareket ederken, borsa aşağı yöneldi. Bu durum bazı fonları olumlu, bazılarını da olumsuz etkiledi. Bireysel emeklilik sisteminde yer alan kamu dış borçlanma araçları fonları, dövizin yükselişinden olumlu etkileniyor. Çünkü bu fonların içerisinde en az %80 oranında Hazine Müsteşarlığı tarafından ihraç edilmiş eurobondlar yer alıyor. Eurobondlar dolar veya Euro bazında olabilir. Döviz fiyatlarındaki yukarı hareketlilik bu fonlarla birlikte altın fonlarını ve yabancı hisse fonları olumlu etkiliyor. Diğer taraftan hisse senedi piyasasındaki düşüş nedeniyle yerli piyasalara yatırım yapan hisse fonlar olumsuz etkilenirken, faizlerdeki artış da kamu ve özel sektör tarafından ihraç edilmiş borçlanma araçlarını portföyünde tutan fonları olumsuz etkiliyor. TL cinsinden borçlanma araçlarını portföyüne alan kamu ve özel sektör borçlanma araçları fonları ile devlet katkısı fonları ve standart fonlar da olumsuz etkilenenler arasında. Ancak bunlar dışında kalan fonların portföylerinde de kamu ve özel sektör borçlanma araçları düşük miktarlarda da olsa yer alıyor. Faiz artışına duyarlı yatırım araçlarının toplamı BES fonlarının içinde yaklaşık %70’lere yakın. Bu nedenle denilebilir ki, not düşüşünün piyasalarda yarattığı dalgalanma hemen hemen bütün fon türlerinde olumlu veya olumsuz etkiye sebep oldu. Olumsuz etkinin biraz daha fazla olduğunu göz ardı etmemek gerek.  

3 BASAMAKLI SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ

3 BASAMAKLI SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ

HİSSE FONLARI SATMA ZAMANI MI

HİSSE FONLARI SATMA ZAMANI MI