BES GÖZÜYLE PİYASALARA BAKIŞ
Geçen yılı çok hızlı bir çıkışla geçiren hisse senedi piyasaları ocak ayında tarihi zirvelere ulaşırken, döviz tarafı da kıpırdanıyordu. Amerikan Merkez Bankası FED’in 2018 yılında yapacağı faiz artırımlarının baskısı piyasalarda hissedilmeye başlanmıştı. Dolar endeksi 88’ler civarında taban yaparken dolar/TL paritesi 3,75 civarındaydı. O zamandan bu yana 6 ay geçti. Piyasalar şimdi Ocak ayındaki coşkulu halinden çok uzaklarda. Hisse senetleri yaklaşık %20 değer kaybederken, dolar/TL 4,85’lerde, faizler %20’lere ulaştı. FED’in faiz artırımlarının üstüne bir de ticaret savaşları yaşanıyor, Çin ile ABD arasında. Bunun BES fonlarına yansıması da genellikle negatif oldu. BES’teki fonların toplam portföyünün yaklaşık %70’i faize duyarlı yatırım araçlarından oluşuyor. Bu nedenle faizlerdeki yukarı yöndeki hareketler fonların değer kaybetmesine neden oldu. Hisse senetlerinde de değer kaybı yaşandığından toplam BES fon portföyünde değer kaybının etkisi daha çok hissediliyor. Yılbaşından bu yana olan dönemde Kamu Dış Borçlanma Araçları Fonları ile Altın Fonları değer kazandı. Ancak oransal olarak bunların sistemdeki payı az olduğundan genel değer kaybını telafi edecek getiri sağlanamadı. Olan ile geçmişe çare bulunmaz demişler, biz geleceğe bakalım. Önümüzdeki dönemde hangi yatırım araçlarında durum ne olur, BES fonlarında nasıl getiri sağlanır?
HİSSE SENETLERİ PİYASASI
Hisse senetlerinde FED’in faiz artışıyla tetiklenen aşağı yönlü hareket, içeride seçimler ve enflasyondaki yükseliş eğilimiyle güç kazandı. Halen bu piyasada aşağı yönlü hareket devam ediyor. Buna bağlı olarak hisse fonlarda da değer kaybının sürmesi olasılık dahilinde. Hisse senetleri piyasasını temsil eden BİST 100 endeksinde 88,000 seviyeleri test edildi. Yaşı genç olan katılımcılar için hisse senetlerindeki gerileme, daha düşük fiyatlardan yatırım yapmaya olanak vereceğinden bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
BORÇLANMA ARAÇLARI ve DÖVİZ AKIŞLARI
%20 seviyelerine ulaşan faizlerin bu seviyelerde kalıcı olup olmayacağını belirleyen en önemli unsurlardan birisi enflasyon verileri iken, diğeri yabancı sermayenin içeriye veya dışarıya doğru hareketidir. Halihazırda hem enflasyonda yükselme eğilimi devam ederken hem de yabancı sermayenin dışarı yönlü hareketi izleniyor. Bu akımı tersine çevirecek politikaların uygulamaya konulması halinde faizlerde de aşağı yönlü hareketler izlenmesi mümkün olacaktır.
Faizlerin seviyesinden etkilenen fonların başında Kamu İç Borçlanma Araçları Fonları ve Özel Sektör Borçlanma Araçları Fonları geliyor. Kamu Dış Borçlanma Araçları Fonları faizlerin yukarı hareketinden olumsuz etkilenmesine rağmen, genellikle buna paralel hareket eden döviz fiyatlarındaki yukarı yönlü hareket, olumsuzluğu giderdiği gibi bu fonların değer kazanmasına neden oluyor. Yabancı Hisse Fonları da aynı şekilde dövizin yükselişinden olumlu etkileniyor.
Devlet Katkısı fonları portföylerinde en az %75 oranında kamu borçlanma araçları bulundurmak zorunda olduğundan faizlerdeki yükseliş devlet katkısı fonlarını da olumsuz etkiliyor. Katılımcıların devlet katkısı fonlarını değiştirme olanağı yok. Ancak faizsiz plana geçiş yaparak faizlerin yükselişinden kaynaklanan olumsuz etkiyi hafifletmeleri mümkün olabilir.
KIYMETLİ MADENLER
Kıymetli madenlerin piyasalarda en çok alınıp satılanı altındır. Altının ons (31,1 gram) fiyatı dolar bazında işlem görüyor. Halen 1240 dolar civarında dalgalanıyor ve genellikle altın fiyatları ile dolar endeksi ters yönde hareket ediyor. Dolayısıyla altının kendi içindeki dalgalanmasına ek olarak dolar bazında da fiyatı dalgalanıyor. Döviz fiyatlarının yukarı yönlü hareketi içeride altının gram fiyatını yükseltiyor.
Piyasalara bu genel bakıştan sonra bireysel emeklilik fonlarında nasıl bir strateji izlenmeli sorusunun yanıtı çok da kolay değil. Ancak, acele etmeden, orta vadeli bir yatırım yaklaşımı ile kazanmak mümkün. Piyasanın bulunduğu seviyelerde hisse senetlerinin orta vadeli dibe yakın, faizlerin ve dövizin de orta vadeli zirveye yakın olduğu söylenebilir. Kamu ve özel sektör borçlanma araçlarına yatırım yapan fonları tutan katılımcılar, faizlerdeki olası gerilemelerde kazanacağından, pozisyonlarını korumaları yerinde olacaktır. Hisse senedi fonlarına yatırım yapan katılımcıların da orta vadeli yatırım stratejisiyle pozisyonlarını sürdürmeleri veya artırmaları önerilebilir. Ancak yaşı 50’nin üstünde olan ve emekliliğine az kalan katılımcıların hisse fonlara yatırımlarını artırmak değil, olası yukarı hareketlerde azaltmaları gerekir. Altın fonlarını tutan katılımcılar önümüzdeki üç-beş aylık dönemde belki kazanç sağlamayabilir. Ancak uzun vadede altın fiyatlarının ons bazında yukarı hareket olasılığının artması nedeniyle, mevcut pozisyonları taşıma veya artırmaları yerinde olacaktır.
Değişken fonlar, karma fonlar, standart fonlar daha çok portföy yönetim şirketinin etki alanındaki fonlardır. Portföy yönetim şirketinin başarısı bu fonlarda kendini gösterir. Çünkü bu fonların yapısı portföy yönetim şirketlerine daha çok hareket alanı sağlar. Katılımcıların bu fonlarda piyasa takibi ile alım satım yaparak başarılı olma olasılığı oldukça düşüktür.