YAŞ ALMIŞLARA GENÇLİK FIRSATI
Yaşlanma ekonomik sorunların ardından gelen, belki de ekonomik sorunlarla başa baş giden en önemli sorunlarımızdan biri olmaya aday. Ülkemizde giderek genç nüfusun toplumdaki oranı azalırken, 65+ nüfusun payı artıyor. Yaşlı nüfus oranına göre 184 ülke arasında 66. sırada yer alıyoruz. TUİK’in 2022 yılı verilerine göre toplumumuzdaki 65+ nüfus oranı yüzde 9,9’a yükseldi. Mevcut durumda her dört haneden birinde, bir yaşlı bulunuyor. Projeksiyonlara göre, yaşlı nüfusun oranı 2030’da yüzde 13’e, 2040’ta yüzde 16’ya 2060’ta yüzde 23’e ve 2080 yılında yüzde 26’ya ulaşıyor. Yaşlanma, kendini en çok sağlık problemleri ile gösteriyor. Ancak yaşlıların gelir sağlama olanaklarının kısıtlılığı, yalnızlık, muhtaçlık gibi pek çok sorunları var. Bu konuda yavaş yavaş farkındalık artıyor ve yeterli olmasa da adımlar atılıyor. Bunlardan biri de ‘Tazelenme Üniversiteleri.’ Bu hafta Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Tufan ile yaşlanma ve Tazelenme Üniversitelerini konuştuk.
1- Hocam, kendinizi tanıtır mısınız?
1961 Tarsus doğumluyum. Yükseköğretimimi Almanya’da tamamladım. 2000 yılların başında Türkiye’ye geri döndüm. 2006 yılında ilk gerontoloji bölümünü Akdeniz Üniversitesi’nde kurdum. Helen bu bölümün başkanı olarak görevime devam ediyorum. 2000 yılında ‘Türkiye Gerontoloji Atlası’ adı altında gerontolojik araştırmayı 2000-2023 yılları arasında yürüttüm. 60+Tazelenme Üniversitesini 2016 yılında hayata geçirdim ve 2020 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na devrettim. Türkiye Gerontoloji Serisi adı altında gerontolojik bilgininin yayılması için yeni bir yayın serisini 2020 yılında başlattım. Türkiye Gerontoloji Serisi’nde, gerontolojinin interdisipliner niteliğini ortaya koymaya çalışıyorum.
2- Ülkemizde yaşlılarla ilgili sorunları ana başlıklar altında nasıl toplayabiliriz. Sorunların giderilmesi için atılan adımlar nelerdir?
En önemli sorunların başında sağlık sorunları gelmektedir. Erken yaşlarda kronik hastalıklara yakalanan bir yaşlı kuşağımız var. Özellikle 80 yaş ve üzeri yaşlılar arasında ağır kronik hastalıklar, multimorbidite ve günlük yaşam ödevlerinin yerine getirilmesinde yardıma ve bakıma ihtiyaç duyanları sayısı çok fazladır. Benim araştırmada (Türkiye Gerontoloji Atlası), bu yaş grubunda yardıma ve bakıma muhtaçlık oranı yüzde 50’yi aşıyor.
Her ne kadar ülkemiz son yıllarda sağlık hizmetlerinde önemli adımlar atsa da, yaşlıların sağlık hizmetlerine erişimi konusunda maalesef hala eksikliklerimiz var. Randevu siteminde bana gelen şikayetlere göre hala istenilen randıman alınamıyor. Muhtemelen hekim başına düşen hasta sayısının bunda etkisi vardır ama birçok yaşlıdan işittiğim şey, hekimin randevu gününde yerinde olmaması. İlaç erişim konusunda da bazı zorluklar yaşandığını belirtiyorlar.
Diğer bir sorun ise yaşlıların ekonomik sorunlarıdır. Bunu genel sorun olarak da varsayabiliriz. Ama yaşlıların emekli aylıklarının geçimlerine yetmesi gerekir, çünkü özellikle ileri yaşlıların artık ek kazanç sağlayabileceği çalışma olanakları yoktur. Emeklilik maaşlarının yetersizliği muhakkak giderilmelidir.
Belli bir yaşın üzerindeki kişilerin de iş bulma zorlukları çektiğini görüyoruz. Yaşlılık, iş dünyasında aşağı-yukarı 50 yaşlarında başlıyor. Bu yaşlarda işsiz kalan bireylerin yeniden iş hayatına dönmesini sağlayacak politik önemlere ihtiyacımız var ve bu ihtiyaç tıpkı yaşlılıkta sağlık ve bakım sorunları gibi artmaya devam edecektir.
Yaşlılıkta sosyal izolasyon ve psikolojik sorunlara da dikkat etmeliyiz. Yaşlılar arasında yalnızlık sorunu giderek yaygınlaşmaktadır. Yaşlıların birçoğu – yaklaşık her üç yaşlıdan biri – tek başına oturuyor. Tek başına oturmak henüz yalnızlık anlamına gelmese de, bu yaşlıların birçoğu topluma katılamıyor ve giderek toplumdan soyutlanıyor. Özellikle büyük şehirlerde artık eskiden tanıdığımız komşuluk ilişkileri de azalıyor. Bu, yaşlılar açısından önemli bir sorundur.
Yaşlılar arasında depresyon ve anksiyete aslında gençler arasındakinden daha fazla değildir ama yaşlılıkta depresyon ve anksiyetenin etkileri daha ağır ve bazen de çok üzücü sonuçlar doğurmaktadır. Yaşlılar arasında intihara teşebbüs ve intihar vakaları hakkında elimizde kesin bilgi yoksa da, başka ülkelerde yapılan araştırmaları referans olarak alırsak, bizim de toplumumuzda yaşlı nüfus arasında intihar vakalarının düşük olmadığından hareket etmemiz gerekir. Özetle söylersek, yaşlıların toplumsal katılım olanaklarını artırmalıyız ve mevcut sosyal ilişki bağlarının kopmaması için önlemler almalıyız.
Eğitim ve bilinçlendirme yaşlılıkta da gereklidir, “öğrenmenin yaşı yoktur”. Bu mottodan hareket ederek 2016 yılında 60+Tazelenme Üniversitesi’ni kurdum ve bir hayli de ilgi gördü. Demek ki bir ihtiyaca cevap verebilmişiz.
Yaşlılardan, sanki bu insanlar teknolojinin içinde büyümüşler gibi, teknolojik gelişmelere ayak uydurmalarını bekliyoruz. Onlardan E-devlet ve E-nabız gibi modern teknolojik imkanları gençler gibi kullanabilmelerini bekleyemeyiz ama sanki bekler durumdayız. Yaşlıların arasında hem bu teknolojileri bilmeyenler var hem de bu teknolojileri kullanabilecek imkanlardan yoksun olan yaşlıları da düşünmek lazım. Ufak bir emekli aylığıyla geçimini zar zor sağlayan bir yaşlı, internete, cep telefonuna, bilgisayara nasıl erişsin? Üniversite öğrencilerine ucuz internet sözü verirken, aynısı neden yaşlılara uygulanmıyor?
Sağlıklı yaşlanma konusunda da bilgi eksikliği var. Gazetelerin internet sayfalarında bazen sağlıklı besinler vs. hakkında ansiklopedik bilgiler veriliyor. Bunların ne kadar doğru olduğu bile belli değil ve bilgiden çok fotoğrafla süslenmiş sözde sağlık bilinci yaratan haberler(!) Sağlıklı yaşlanma alkol ve sigaranın zararlarını anlatmakla da olmaz. Hele yasaklayarak hiç olmaz. İnsanları bilinçlendirmenin yolları var ve bunları devreye sokmalıyız.
Ülkemizde yaşı ilerledikçe sosyal aktivitelerini bir kenara bırakanların da teşvik edilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra psikolojik destek hizmetleri ve toplumsal katılımı artırmak için gerontolojik programlar olmalıdır.
3- Tazelenme üniversitesi ne demek, sizi bu alana motive eden etmenler nelerdir?
Tazelenme Üniversitesi, 60 yaş ve üzeri bireylerin katılabileceği bir eğitim programıdır. Bu yaş grubundaki bireylerin sürekli öğrenmeye teşvik edildiği, yaşam boyu eğitim imkanları sunan bir eğitim modelidir. Çok meşhur olan bir terim var: “Yerli ve milli”. İşte 60+Tazelenme Üniversitesi, yaşlı eğitimi alanında yerli ve milli bir uygulamadır.
Tazelenme Üniversitesi’nin motivasyon faktörleri şunlardır: Yaşlı bireylerin bilgi ve becerilerini güncel tutmalarını sağlamak, toplumsal katılımı artırmak, sosyal bağları güçlendirmek ve yaşlı nüfusun aktif kalmasını teşvik etmek.
4- Tazelenme Üniversiteleri hangi illerimizde bulunuyor? Buralara nasıl müracaat ediliyor?
Tazelenme Üniversiteleri genellikle büyük şehirlerde bulunuyor. Eskişehir, Muğla, Burdur, Sivas, Malatya, Muş, Alanya, Yozgat, KKTC-Girne
Müracaat için 60 yaşını doldurmuş olmak şartı dışında başka hiçbir şart yoktur. Dört yıllık bir eğitim süresi sonunda katılımcılara bir sertifika verilmektedir.
5- Mevcut yaşlı nüfusa göre Tazelenme Üniversiteleri yeterli mi? Kontenjanları artırmak için neler yapılabilir?
Mevcut Tazelenme Üniversiteleri, talebe bağlı olarak yeterli olmayabilir. Kontenjanları artırmak için yeni şubeler (kampüsler) açılmalıdır. Online eğitim imkanları konusu da dikkate alınmalıdır. Özel sektörün de 60+Tazelenme Üniversitesini desteklemesini uygun görüyorum. Nihayetinde bugün özel sektöre çalışanlar, yarının yaşlılarıdırlar.
6- Öğrencilerinizin tazelenme üniversitesinden beklentileri neler? Beklentilerini ne kadar karşılayabiliyorlar?
60+Tazelenme Üniversitesi öğrencilerinin beklentilerini ve bunların karşılanıp karşılanmadığı sorusunu, bu üniversiteyi hayata geçirdiğim ilk andan itibaren ben de sordum. Bu nedenle bir araştırma yaptım ve sonuçlarını da yayınladım. Öğrencilerin beklentilerinin yüksek düzeyde karşılandığını ortaya koyan bilimsel verilere eriştik.
7- Eklemek istedikleriniz var mı?
Yaşlılarla ilgili sorunların çözümünde toplumun tüm kesimlerinin iş birliği yapması önemlidir. Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının ortak projelerle yaşlı nüfusun yaşam kalitesini artırma çabalarına katılması gerekmektedir. Bunlar gerontologların liderliğinde yürütülürse çok daha başarılı işlerin altına imza atabiliriz.