BES FONLARINDAKİ BİRİKİM İŞTAH KABARTIYOR
Borsadaki düşüş ve afetteki borsa yönetiminin hatalı kararları yatırımcıları perişan etti. Bir taraftan hisse senetlerin düşüşünden kaynaklanan zararlar, bir taraftan kredi faizlerinin yükseltilmesi borsa yatırımcılarını vurdu. Yatırımcılar can kayıplarının üzerine gelen maddi kayıplarla, çığlık çığlığa yardım arıyor. Sosyal medyada kampanyalar oluşturuluyor. Bu kampanyalarda şirketlerin geri alım yapması, borsada açığa satışların engellenmesi, BES fonlarına hisse senedi alınması vb. öneriler sunuluyor. Tabii ki, herkes bir an önce zararlarını çıkarmak istiyor. Haklılar. Ama BES fonları konusunda, fonların işleyişi konusunda, birkaç unsuru vurgulamakta fayda var. Gelin bu hafta BES fonlarını, işleyişini, fonlara nasıl hisse alınabileceğini bir kez daha işleyelim, herkes pozisyonunu buna göre gözden geçirsin.
BES FONLARI NASIL HİSSE ALIR?
Fon dediğimiz yapı imece ile kurulmuş bir finansal havuz. Altın gününün kurallara bağlanmış, mevzuatla düzenlenmiş hali. Nasıl ki altın gününde herkes elindeki nakitle gidip altın alıyor ve havuza altın koyuyorsa, hisse fonlarında da yatırımcılar tarafından gönderilen nakitler hisse senetlerine yatırılıyor. Hisse senedi fonlarının portföyünde en az yüzde 80 oranında hisse senedi tutulmasını zorunlu tutuluyor. (Halihazırda BES havuzundaki hisse senedi fonlarının yüzde 91,59’u hisse senedi yatırımlarına ayrılmış durumda. Yani hisse senedi fonlarının tutmaları gereken yüzde 80 oranının üstünde hisse senedi yatırımı zaten yapılmış.) Geri kalan yüzde 20’lik kısım da fondan ayrılmak isteyenlere ödeme yapabilmek için yedek akçe olarak kısa vadeli repo ile borsa ve Takasbank para piyasası işlemlerinde değerlendiriliyor. Bu fonların yeni hisse senedi yatırımı yapabilmesi için para girişinin devam etmesi gerekiyor ki, BES’e giren aylık ortalama dört milyar katkı payının yüzde 20’si olan 700-800 milyon lira hisse senedi yatırımına gidiyor. Buradan hisse senedi piyasasına bir akış var.
HİSSE YATIRIMI YAPAN DİĞER FONLAR
Peki, hisse senedi yatırımı yapılabilecek diğer fonlara bakalım, onlar da endeks, karma, agresif değişken fonlar ile standart ve devlet katkısı fonlarıdır. Standart fonları azami yüzde 30 ve devlet katkısı fonları portföylerinde azami yüzde 15 oranında hisse senedi tutabilir. Mevcut durumda katkı fonları ortalamada yüzde 14, standart fonlar ortalamada yüzde 26 ile bu orana oldukça yaklaşmışlar. Endeks fonların toplam büyüklüğü 6,5 milyar olup yüzde 88’i hisse senedi yatırımında, karma fonların toplam büyüklüğü 8 milyar olup, yüzde 21,i hisse yatırımında değerlendiriliyor. Gönüllü ve OKS tarafındaki faizli/faizsiz toplamda 14 milyar portföyü olan agresif değişken fonlar da portföylerinin yüzde 50’sini hisse senedi yatırımlarına ayırmış.
BES FONLARINDAN HİSSE SENEDİNE GİDEN KAYNAK NASIL ARTAR?
BES fonlarından hisse senedi piyasasına yeni kaynak yaratmak için portföylere alınabilecek hisse oranları artırılabilir. Tamam ama, fonların hisse senedi alabilmesi için portföylerindeki borçlanma araçları gibi varlıkları satması gerekir ki, bu da hem piyasalarda volatilitenin artmasına neden olacak hem de aşırı risk almak istemeyen katılımcıları rahatsız ederek, sistemden çıkışları artırabilecektir.
KISA VADELİ BAKIŞTAN UZUN VADEYE DÖNMEK
Eğri oturup, doğru konuşalım. Ülkemizde maalesef herkes kısa vadeli çıkarları için uzun vadeli çıkarlarından vazgeçiyor. Binayı hızlıca yapmak için, denetimleri atlatmanın yolunu arıyor, imar afları ile kısa vadeli sorunlar çözülüyor ama uzun vadeye geldiğinde biriken sorunlar ve yanlış uygulamalar doğa tarafından bıçak gibi kesilip atılıyor. Finansal piyasalarda da öyle. Yanlış yapılan birçok şey birikiyor, birikiyor ve bir noktaya geldiğinde yanardağ misali patlayarak önümüze düşüyor. Borsanın çıkışında mevduat müşterisinin borsaya çekilmesinin yanlışlığının üstüne, bunlara bir de kredi verilerek risklerinin artırılması, afetin ardından kapatılması gereken borsanın kapatılmayarak, can kayıplarının üstüne maddi kayıpların yüklenmesi. İşte şimdi hepimiz bunları nasıl düzelteceğiz diye kafa yoruyoruz, düşünüyoruz, taşınıyoruz. Ama bulduğumuz çözümler maalesef yine kısa vadeli çözümler. BES fonlarına daha fazla alım yaptıralım, şirketler kendi hisselerini alsın, varlık fonu hisse alsın…Eee, sonrası…
Bu afet ortamında yaraların hızlıca sarılması için yatırım yapması gereken şirketlere, elindeki kaynağı hisse senetlerine yatır, diyoruz. Varlık fonu elindeki şirketleri daha fazla yatırım için yönlendirmesi gerekirken, fonları borsaya yönlendirsin, diyoruz. BES fonları ise zaten tam bir muamma. Herkes zannediyor ki, BES fonlarının elinde nakit bekleyen para var ve bu paralar borsaya yönlendirilsin. Hayır, kardeşim, BES fonlarının elinde boşta bekleyen nakit para yok. Hepsi yatırıma yönlendirilmiş. Diğer yatırımların elden çıkarılması ve bu fonların hisse senetlerine yönlendirilmesi hem bütün piyasalarda gereksiz volatiliteye neden olacak hem de BES katılımcısını belki de ürküterek sistemden çıkmasına neden olacaktır. Halbuki burası bizim finansal piyasalarımızın gözbebeği. Hatalarıyla, eksiklikleriyle bu piyasaların içinde en doğru ve en uzun vadeli yatırım alanı. Şimdi kısa vadeli senaryolarla BES’in riskini artırmak yerine, sistemdeki eksiklikleri gidererek katılımcıların daha fazla hisse senedi talep edeceği bir piyasa yaratmak gerekiyor. Ayrıca kuralları, kaideleri her sıkışanın değiştirmeye kalkması, uzun vadede halkta kuralsızlık, ahlaksızlık, liyakatsızlık gibi sonuçlar doğurarak problemlerin büyümesine neden oluyor.