BES NASIL KAZANDIRIR?
Bireysel emeklilik sistemi yasal çerçevesi, belli fakat getirisi belirsiz bir sistem. Sistemde kurumların görevleri tanımlanmış, katılımcıların hakları belirlenmiş, fakat işin can alıcı kısmı olan getiri sağlama kısmının ucu açık. Çünkü fonların getirisi piyasaların akışına bağlı. Hisse senedi fonları, borsa yükselirken; kamu dış borçlanma araçları fonları, döviz yükselirken kazandırıyor. Sabit getirili varlıklara yatırım yapan fonlar, faizler düşerken; kıymetli maden fonları ise altın ons bazında yükselirken kazandırıyor. Peki, fonları kuran bireysel emeklilik şirketlerinin, fonları yönetmesi beklenen portföy yönetim şirketlerinin hiç mi getiriye etkisi yok? Paramızı iyi yönetsinler diye onlara emanet ediyoruz, onlarda öylece durup piyasayı mı izliyorlar, diye düşünebilirsiniz. Gelin, bu hafta BES havuzunun, kazanması konusundaki kimlere nasıl yetki ve sorumluluklar verilmiş, ona bir bakalım. Bu sistem içindeki kurumların ve katılımcıların neler yapabileceklerine bir göz atalım.
KAMUYA DÜŞEN SORUMLULUKLAR
Kamu; bireysel emeklilik sistemini, kurumları, mevzuatı oluşturmuş. Bu sistem içerisinde bütün kurumların yetki ve sorumluluklarını belirlemiş. Ancak sistemin iyi işlemesi, kamunun denetim ve gözetim görevini çok iyi yerine getirmesine bağlı. Çok şükür ki, bireysel emeklilik fonları, çoklu bir denetim mekanizmasına bağlı. Bir kurumun gözünden kaçan, öbür kurum tarafından yakalanıyor ve düzeltiliyor. Diğer yandan kamu, bireysel emeklilik sistemine özel bir ödül mekanizması oluşturmuş. %30 devlet katkısıyla çok şeffaf bir şekilde bu ödülden herkesi faydalandırıyor. Ancak devlet katkısı fonlarının getirileri maalesef çok düşük. Bu yüksek enflasyon ortamında devlet katkılarının cazibesini koruması, devlet katkısı fonlarının getiri sağlamasına bağlı. Devlet katkısı fonlarının getirilerinin artırılması ve OKS tarafında fon çeşitliliğinin geliştirilmesi konusunda kamunun desteği gerekiyor.
BİREYSEL EMEKLİLİK ŞİRKETLERİNE DÜŞEN SORUMLULUKLAR
Fonları kuran bireysel emeklilik şirketine düşen sorumluluk; katılımcıların katkı paylarını fonlara yönlendirmek, sağlıklı bir kayıt sistemi oluşturmak, katılımcılarla iletişim içinde olmak, denilebilir. Ayrıca katılımcılara piyasalar hakkında bilgilendirmede bulunmak, örnek fon dağılımları hazırlamak ve isteyenlere danışmanlık hizmeti sunmak da, bireysel emeklilik şirketlerinin sorumlulukları arasında.
PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETİNİN SORUMLULUKLARI
Sistemin getiri sağlayan ayağı portföy yönetim şirketleri tarafında. Portföy yönetim şirketleri fonun varlıklarının içtüzükteki stratejisine uygun yönetilmesinden sorumlu. Portföye yapılan alım-satımlar borsada oluşan cari fiyatlardan, mevzuatın öngördüğü sınırlar içerisinde ve fon adına yapılmak zorunda. Fon portföyü herhangi bir şekilde spekülasyon veya manipülasyon konusu yapılamaz. Özellikle karma ve değişken fonlar, portföy yönetim şirketlerinin maharetini gösterebileceği fon grupları. Bu fon gruplarının getirileri katılımcıların sisteme güvenini de sağlayacaktır.
KATILIMCI VE ÇALIŞANLARIN SORUMLULUKLARI
Fonların portföyünü profesyoneller yönetiyor ama katılımcının hangi fonlara yatırım yapacağının sorumluluğu kendisinde. Fonların getirisinden memnun olmayan katılımcılar, genellikle bireysel emeklilik şirketlerini suçluyor. Halbuki, katılımcının seçtiği fon dağılımını bireysel emeklilik şirketi değiştiremez. Katılımcı fonların değişiminden veya portföydeki ağırlıklarının artırılıp-azaltılmasından sorumlu. Peki, katılımcıya bu sorumluluğu hatırlatılmaz ise ne oluyor? Sisteme giriş aşamasında ‘zarar ettirmeyecek’ diye önerilen fonlar değiştirilmediği için, uzun yıllar sonra birikimler enflasyona yeniliyor. Evet, bu fonlar kağıt üzerinde zarar ettirmiyor, gibi görünüyor ama enflasyon karşısında birikim eridiğinden, katılımcılarda şikayete ve güvensizliğe neden oluyor. Katılımcıların bu tür fonlarda beklemesinin bir zararı daha var: BES havuzu da bu fonların ağırlığı yüzünden getiri üretemiyor ve sistemin topluca suçlanmasına neden oluyor.
Ya, ne yapmalı? Gönüllü BES tarafındaki katılımcılar özellikle sisteme ilk girdikleri yıllarda riskli denilen fonlara yatırım yapmalı. Bunlar hangi fonlar diye bakıldığında, hisse senedi fonları, kıymetli maden fonları, kamu dış borçlanma araçları fonları, endeks fonlar, karma fonlar, fon sepeti fonları ve özellikle agresif değişken fonlar bu gruba giriyor. Otomatik katılım tarafında çalışanların fonlarının neredeyse yüzde 75’i standart fonlarda değerleniyor. Halbuki otomatik katılım tarafındaki çalışanlar da ilk iki aylık başlangıç döneminden sonra agresif değişken fonlara yatırım yapabilirler. Portföyde sadece bir tek şirketin agresif değişken fonu olmak zorunda da değil. BEFAS sayesinde başka şirketlerin de kurucusu olduğu agresif değişken fonlardan tercihte bulunularak, risk birkaç fon arasında paylaştırılabilir. Katılımcılar ve çalışanlar emeklilik tarihine en azından beş yıl kalana kadar, portföyün tamamını riskli fonlarda (erken çıkma olasılığı yok ise) değerlendirilebilir. Beşinci yıldan sonra her yıl riskli fonlardan yüzde 10 azaltıp, risksiz fonlardan yüzde 10 artırarak emeklilik dönemine risksiz fonlarla ‘merhaba’ diyebilirler.
Ben piyasalardan, fon dağılımından anlamam, diyenler, fon dağılımını yapma görevini portföy yönetim şirketlerine veya Robo-Danışmanlara devredebilir, bireysel emeklilik şirketinden danışmanlık hizmeti alabilir.