HUZURSUZ YATIRIMLAR ÇAĞI

HUZURSUZ YATIRIMLAR ÇAĞI

Aylardır piyasalar heyecanla hop oturup, hop kalkıyor. Günlük ve haftalık bazda geniş marjlar oluşup, sert hareketler yaşanıyor. Normal olmayan günlerden geçiyoruz. Bu tür aşırı volatilitenin olduğu, piyasaların sert çalkalandığı günlerde, kalp çarpıntıları, tansiyon yükselmeleri ve piyasaya kapılma çılgınlığı sarıyor yatırımcıları. Harekete, akışa kapılmamak neredeyse olanaksız. Bir taraftan hesaplarda oluşan getirileri kaybetmeme telaşı, diğer taraftan hareketin dışında kalmama korkusu. Hepsi bir araya gelip, bir karar vermeye zorluyor yatırımcıları. Al veya sat. Bu yüzden bu tür volatil günlerde işlem hacmi artıyor, piyasaya hiç gelmemiş yeni yatırımcılar pozisyona giriyor, yukardan satanlar aşağıdan almaya, aşağıdan alanlar yukarıdan satmaya çalışıyor. Velhasıl bir hareket, bir curcunadır sürüp gidiyor.

Peki, ne oldu da piyasalar bu kadar volatil, yatırımcılar bu kadar heyecanlı? Özellikle Covid-19’un başladığı 2020 yılı başlarından itibaren bütün dünyada tasarruf etmenin önemi arttı. Bir taraftan tasarruflar artarken kapanmaların getirdiği evden çalışmalar, finansal piyasalarla ilgilenmek için vakit yarattı. Bu da piyasalara katılan yatırımcı sayısı ve fon büyüklüğünü artırdı. Diğer taraftan da dünya bir savaşın eşiğinde. Enerji, gıda, kıymetli madenlerin fiyatları artıyor, FED'in faiz artışı baskısı piyasaların üzerinde sallanan bir giyotin gibi.

Öyle zamanlardan geçiyoruz ki, bir taraftan küresel ısınma ve yeşil enerjiye geçiş çalışmaları (Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ertelendi gibi) diğer taraftan kripto paralar gibi alışılmadık ürünlerin (elle tutulmayan, gözle görülmeyen ve yazılımlardan oluşan değerler) piyasaya çıkışı ve yaklaşık 10-12 yıldır devam eden küresel para arzı çılgınlığının sonuna doğru hareketle, küresel enflasyon riskindeki artış. Bütün bunlar üretim ve tüketim sistemlerini ve buna bağlı olarak finansal piyasaları bir değişime zorluyor.

ÜRETİM SİSTEMLERİ DEĞİŞİYOR

Endüstriyel üretimin ortaya çıkardığı çevresel kirlilik canlı yaşamını tehdit edecek boyutlara ulaştı. Denizler kirleniyor, balıklar ölüyor. Karalarda çöpler her yerde. Hava kirliliği özellikle büyük şehirlerde insan sağlığını tehdit ediyor. Bütün bunlar insanlığı, çevreye zarar vermeyen üretim ve enerji sistemlerinin kullanılması yönünde zorluyor. Paris İklim Anlaşması ile bütün dünyada toplam sera gazı emisyonunun (karbon dioksit, metan, nitröz oksit, hidroflorür karbonlar, perfloro karbonlar, sülfürhekza florid gibi gazların atmosfere verilen miktarı)  azaltılması hedefleniyor. Bu gazların atmosfere salınmasında en büyük pay enerji sektöründe olduğu için enerji üretiminin yenilenebilir enerjiye kaydırılması öngörülüyor. Diğer yandan sanayide makineleşme ve robot kullanımı istihdamı olumsuz etkiliyor. Üretim artışı yeni istihdam olanağı yaratmıyor.

FİNANSAL PİYASALARDA DEĞİŞİM

Finansal piyasalarda bildiğimiz üretim- tüketim zincirinin oluşturduğu finansal ürün ve kurumlar değişime zorlanıyor. Kripto paralar bir taraftan finansal sistemde kendine yer açarken, diğer yandan resmi düzenlemelerin ve denetleyici kurumların olmayışı nedeniyle yatırımcılar el yordamıyla yol bulmaya çalışıyor. Kripto para yatırımcıları bir taraftan devletlerin denetim ve düzenlemelerinden kaçarken, diğer yandan devletlerin kendilerini kötü niyetli uygulamalara karşı korumasını istiyor.

Algoritmalar ise bütün piyasalarda al-sat emirleri oluşturmak için kullanılıyor ve insanın duygusal kararlarından ve bunların yanlış sonuçlarından kaçınılmaya çalışılıyor. Bunun sonucu ise piyasalarda marjinal hareketlerin ve volatilitenin artışı.

YÜKSELEN ENFLASYON ORTAMI

Covid-19 ile sekteye uğrayan üretim ve dağıtım zinciri enflasyonun başını kaldırmasında ilk etken gibi görülse de, arkadaki nedenlerden en önemlisi Merkez bankalarının ( Son 10-12 yıldır ABD, Japonya, Avrupa Birliği, İngiltere ve İsviçre merkez bankalarının genişlemeci uygulamaları) neredeyse sınırsız para basımıydı. Bu paralar önce finansal piyasalara, oradan konut piyasalarına bütün dünyaya yayıldı. Hemen hemen her yerde konut fiyatları ortalama ücretlerle alınabilecek seviyeleri geçti. Finansal piyasalara yayılan sermaye, hisse senetleri, emtia piyasaları vb. yerlerde fiyatların artışında etkili oldu. Gelinen noktada Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle petrol fiyatları 2020 başlarında 20 dolar seviyelerine gerilemişken şimdilerde 100 dolar seviyelerinde. Dolar bazında yaklaşık 5 kat artan petrol fiyatları; nakliyeden tarımsal üretime, bütün fiyatları yukarı çekiyor. Bunun üstüne üretimin ana hammaddesi olan emtia fiyatlarındaki artış da eklenince bütün dünyada enflasyon yukarı yönlü harekete başladı. Beklenen ise faizlerde artış. Şimdilik dünya piyasalarına verilen aşırı likidite ile faizlerdeki artış frenleniyor gibi görünse de, gecikmeli de olsa faizlerin enflasyona uyum sağlaması bekleniyor.  

İP ÜSTÜNDE YÜRÜMEK

Bir değişim ve geçiş sürecinde bulunan piyasalar ve yatırımcılar, sürece uyum sağlamaya çalışıyor. Bir yandan yüksek teknolojiyi anlayıp, hayata uyarlamak, diğer yandan yeni ürünlere uyum sağlamak endüstri çağı çocukları için çok da kolay değil. Ne kadar süreceği ve ne gibi değişikliklerle karşılaşılacağının bilinmediği bu dönemde yatırım yapmak çok zor. Sürekli diken üstünde, sürekli huzursuz, bilinenlerin kabul görmediği, bilinmezlerin korkuttuğu bu dönemde yatırım yapmak ip üstünde yürümek gibi. Beklenmeyen olayların sıklığı ve sertliği artarken, yeni normalin ne olacağı belirsizliğini koruyor. Değişim sadece üretim ve finansal piyasalarla sınırlı değil. Teknoloji hayatın her alanında yeni kapılar açıyor insanoğluna. Bu geçiş döneminin nasıl ve ne kadar süreceği ise meçhul.

BES YILA HIZLI BAŞLADI: KISMİ ÇEKİŞ HAKKI, YÜZDE 30 DK VE DAHA FAZLASI

BES YILA HIZLI BAŞLADI: KISMİ ÇEKİŞ HAKKI, YÜZDE 30 DK VE DAHA FAZLASI

BİREYSEL EMEKLİLİK DOLARİZE Mİ OLUYOR?

BİREYSEL EMEKLİLİK DOLARİZE Mİ OLUYOR?