BİZİM İŞİMİZ RİSK, YAŞLANMA İSE HAYATIN DOĞAL RİSKİ
Türkiye Sigorta Birliği (TSB), ülkemizde faaliyet gösteren bütün sigorta ve emeklilik şirketlerinin dahil olduğu bir üst birlik. Sigortacılığın geliştirilmesi amacıyla kamu idaresine görüş bildirilmesi, etik kuralların oluşturulması, haksız rekabetin önlenmesi, mesleki dayanışma ve eğitim ana görevleri arasında yer alıyor. Bireysel emeklilik şirketlerinin de bu çatı altında faaliyet göstermesiyle, emeklilik sektörünün geleceğinin belirlenmesinde birliğe önemli görevler düşüyor. Bu haftaki sayımızda TSB Genel Sekreteri Sayın Arif Eroğlu’nu sayfalarımıza konuk ettik. Sn. Eroğlu birliğin emeklilik sektörüne bakışını, geleceğe ilişkin projeksiyonlarını ve eylem planını anlattı. .
-Otomatik Katılımı iyileştirmek için çalışmalar devam ediyor. Bizdeki uygulamanın karşılığı nedir? Dünyada ve ülkemizde uygulamalar nasıl?
Bireysel emeklilik, üç basamaklı sosyal güvenlik sisteminin iki ve üçüncü fazını oluşturmaktadır. Nüfusun yaşlanma olgusu ile birlikte baskı altında olan zorunlu sosyal güvenlik sisteminin, özel emeklilik ile desteklenmesini sağlayarak, hükümetlerin üstündeki baskıyı azaltmaktadır. Mesleki planlar sosyal güvenlik sistemini tamamlayıcı, zorunlu, işveren katkısını içeren 2. basamağını oluşturur. Bizdeki Otomatik Katılım uygulaması, uygulandığı diğer ülkelerdekinin aksine, zorunluluk ve işveren katkısı olmadan 3. basamak gönüllü bireysel emeklilik sistemine giriş kolaylığı sağlamaktan ibarettir. Ancak bu uygulama çalışanların sistemde kalmasına ve tasarruf etmesine yeterli vesile teşkil etmemektedir.
Bugünkü durum itibariyle 2017 yılı başında başlayan otomatik katılım uygulamasından ayrılma oranı yüzde 65 olup, beklenenden yüksek seviyededir. Bu itibarla Otomatik Katılımda daha yüksek bir oran sağlanması için Sosyal Güvenlik sistemimizde eksik kalan 2. basamak mesleki planların tesisi için Otomatik Katılım uygulamasının yeniden kurgulanmasına ihtiyaç vardır.
-Gönüllü BES tarafında girişlerin azalmasını neye bağlıyorsunuz?
Otomatik katılımla birlikte gönüllü BES tarafında girişler yavaşladı. Daha önce de çıkışlar vardı ama girişler de vardı. Gönüllü bireysel emeklilik tarafında mevcudu korumanın bile büyük başarı olacağını düşünüyoruz. Girişlerin azalmasının üç sebebi var: Bir tanesi Otomatik Katılım devreye girince emeklilik şirketlerinin personel ağırlığı oraya kaydı. Gönüllü tarafta pazarlama kadroları sınırlandı, çünkü yapılan düzenleme ile kesintiler azaltılarak, gelirler kısıtlandı. Bu da sisteme girişi olumsuz etkiledi. İkincisi OKS’ye dahil olanların çok büyük bir kısmı gönüllü taraftaki sözleşmelerini sonlandırdı. Üçüncüsü katılımcıların finansman ihtiyacı nedeniyle sistemden çıktığını görüyoruz. Üçüncü basamak dediğimiz gönüllü BES’i geliştirmemiz lazım. Neden? Herkes otomatik katılıma dahil değil. Ev kadınları var, esnaf var, çiftçiler var. Bunları da sisteme dahil etmek gerekiyor.
-Yakın geçmişte standart fonlar ve devlet katkısı fonlarının portföylerine asgari %10 oranında hisse senedi almaları zorunluluğu getirildi. Bu konudaki görüşünüz nedir?
Standart fonlara hisse senedi alınması zaman içerisinde getirilerin artmasını sağlayacaktır. Orta vadede standart fonların getirisini yükseltir, diye düşünüyorum. Biliyorsunuz, altyapı fonları ve girişim sermayesi fonlarına da belli bir miktarda yatırım yapılması gerekiyor. Piyasanın derinleşmesi için hisse senedi yatırımlarını faydalı görüyorum. Fonlar tarafında bizim asıl sorunumuz katılımcıların BES fonlarını bilmemesi. Karma fon nedir, dengeli fon nedir? Burada fonları faiz, hisse, döviz, kira gibi kavramlarla ilişkilendirmek lazım. Katılımcı bu kavramları biliyor ama fonların hangi yatırım araçlarına yatırım yapıldığını anlayamıyor. Yatırım danışmanlığı konusu çok önemli. Şirketler robo-danışmanlar ile katılımcılara çözüm sunmaya çalışıyorlar. Ancak bu henüz çok yeni. Burada katılımcılarla daha fazla iletişime, konuşmaya ihtiyaç var.
-Fonların TEFAS’ta işlem görmesi konusunda görüşünüz nedir, katılımcıların sistemden memnuniyetini artırır mı?
TEFAS ( Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu ) konusu bizim açımızdan gereklilik değil. Bizim müşterimiz spekülatif yatırımcı değil. Biz insanların emekliliğine, onları emekliliğe hazırlamaya talibiz. Bizim müşterimiz bugünden yarına borsa ne oldu, döviz ne oldu derdinde değil. Daha önemlisi de mevcut emeklilik fonlarında katılımcının ihtiyaç duyduğu her türlü yatırım enstrümanını bulmak mümkün. Katılımcı bireysel emeklilik şirketlerinin yönettiği fonlardan memnun değil ise, aktarım hakkını kullanarak başka şirkete geçebilir. Bu da şirketler arasında rekabeti getirir, daha iyi hizmet vermek için yarışırlar. Kalite artar. Bireysel Emeklilik müşterisi ile spekülatif yatırım müşterisini aynı kefeye koymamak lazım. Amaç beklenti ve refleks tamamen farklı.
-BES’in gelişmesi için önerileriniz nelerdir?
Öncelikle tanıtım, bilgilendirme ihtiyacı hala gereklilik. Özelikle OKS de bunu daha net görüyoruz. OKS’nin başlaması ile gönüllü bireysel emeklik önemini yitirmemeli. Devletin verdiği avantajlar her iki sistemde de kullanılabiliyor. Bu nedenle imkanı olan hem OKS’de hem de gönüllü BES’te devam etmeli.
-Sistemden finansman ihtiyacını karşılamak için çok fazla çıkış olduğunu görüyoruz. Bu nedenle biz diyoruz ki, BES birikimleri bankalarda teminat olarak kabul edilebilsin. Katılımcı BES’teki birikimini bozmadan, teminat göstererek, banka kredisi kullansın, ihtiyaçlarını giderebilsin.
-İnsanlar çocuklarının geleceklerini güvence altına almak istiyor. Çocukları için BES yaptırmak istiyor. Fakat mevcut durumda 18 yaş altı çocuklar sisteme dahil olamıyor. 18 yaşın altındakileri de sisteme dahil etmek, sistemin gelişmesine ve büyümesine katkı sağlayacaktır.
-OKS açısından baktığımızda ise, Hazine ve Maliye Bakanımız Sn. Berat ALBAYRAK tarafından açıklanan 2019 Yeni Ekonomik Program adımları çerçevesinde; Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi altında işveren katkılı otomatik katılım uygulamasının zorunlu hale getirileceği ve sistemin kıdem tazminatı ile entegrasyonun 2020 yılbaşına kadar sağlanacağı açıklanmıştı. Sayın Bakanımızın açıkladığı reformun hayata geçirilmesiyle bireysel emeklilik ve otomatik katılım altında birikecek fonlarda dramatik bir artış yaşanacağı açıktır. Alınacak tedbirlerle emeklilik fonlarının beş yılda GSYİH’nin %10’una gelmesi hedeflenmektedir. Hali hazırda bireysel emeklilik ve otomatik katılım altında toplanan fonların GSYİH’nin %2,5’ine tekabül ettiğini düşünürsek, bu bugün ulaştığımız fon seviyesinin en az dört katına ulaşacağı anlamına gelmektedir. Ülkemizdeki yaklaşık 18 milyon çalışanımızın tasarruf etmesine vesile olacak açıklanan bu reformlar sayesinde hem sigorta ve emeklilik sektörünün gelişmesine hem de uzun vadeli, ucuz kaynak ihtiyacındaki ülkemiz ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine hizmet edilmiş olacaktır.
-Bunların dışında dile getirmek istediğiniz bir şey var mı?
Biz birlik olarak bir yandan kısa vadeli bazı sorunları çözmek için gayret gösterdik ama diğer yandan orta ve uzun vadede sektörümüzü büyütmek ve penetrasyonu artırmak gibi bir hedef koyduk. Önümüzdeki dönemde yaşlanma ve buna bağlı riskler, iklim değişikliğine bağlı olarak doğal afet riskleri ve dijitalleşme en önemli konular olacak. Emeklilik ve sigorta sektörünün büyümesinin bu ülkeye çok büyük fayda sağlayacağı aşikar. Dengeli bir finansal piyasanın oluşmasına da katkı sağlayacaktır. Bu nedenle sektörün desteklenmesi gerekir. Biz sektörümüzü büyütmek adına Birlik olarak özel bir ajandaya sahibiz. Geçtiğimiz aylarda biliyorsunuz, bireysel emeklilik şirketleriyle bir çalıştay gerçekleştirdik. Onun raporu çıktı. Bu raporu biz zaten tek başına bir çıktı olarak kullanmayı düşünmüyoruz. Aynı zamanda bir stratejik danışmanlık firması ile de çalışıyoruz. Diğer taraftan bir bağımsız araştırma şirketine, bilinç ve bilinirlik anketi yaptırdık. Bu da tamamlanıyor. Dolayısıyla bir yandan çalıştay, bir yandan danışman firmanın çalışmaları, bir yandan da bağımsız anket şirketinden gelen verileri konsolide ederek bir strateji belgesi ve iş planı oluşturacağız. Bunun metnini Eylül-Ekim gibi Kamu ve kamuoyuyla paylaşacağız. Müteakiben iş planımızı tüm paydaşlarla uygulamaya alarak icraata başlayacağız. Böylece strateji belgemizin sonuçlarını adım adım eyleme dökmek istiyoruz.
*Para Dergisinin 30 Haziran-6 Temmuz 2019 tarihli sayısında yayınlanmıştır.