OTOMATİK KATILIM MERCEK ALTINDA
2013 yılında devlet katkısının uygulamaya başlamasıyla adeta patlama yapan BES’te, sisteme girişlerin oldukça yavaşladığı gözleniyor. Yılbaşından beri gönüllü BES tarafında 7 milyon sınırının hemen altında dolaşan katılımcı sayısı bir türlü artmıyor. OKS tarafında sistemde kalanlar yaklaşık 5 milyon kişi olurken, cayma oranının %63’lerde olduğu gözleniyor. Temmuz 2018 etabında yaklaşık 4 milyon çalışanın sisteme dahil olması bekleniyordu ancak sisteme dahil olup ayrılanların yanında sisteme hiç dahil olmayanların da varlığı OKS’de beklenen büyümeyi sağlayamadı.
Geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan, Yeni Ekonomi Programında Bireysel emeklilik de gündeme geldi. ‘Çalışanların işverenleri aracılığıyla bireysel emeklilik sistemine otomatik olarak katılması uygulaması yeniden yapılandırılarak daha sürdürülebilir hale getirilecektir’ denilerek bu alanda yeni çalışmaların varlığına vurgu yapıldı. Bakanlık düzeyinde bireysel emeklilik sisteminin ele alınması sisteme hükümetin verdiği önemi gösteriyor. Çalışmalar OKS’de beklentinin üzerinde gerçekleşen çıkışların önlenmesine ve kıdem tazminatının BES’e aktarılmasına yönelik. Hali hazırda 2 ay olarak uygulanan cayma hakkı süresini 3 yıla çıkaracak bir uygulamadan söz ediliyor. Böylece bir anlamda ‘katılım zorunlu, çıkış serbest’ olarak uygulanan OKS’de ‘katılım zorunlu, 3 yıl çıkış yok’ uygulamasına geçilecek. Ancak burada şöyle bir sıkıntı doğabilir. OKS tarafında 3 yıl zorunlu olarak sistemde kalacak olan çalışanlar, mevcut gönüllü BES tarafındaki sözleşmelerini sonlandırabilir, bu taraftan çıkışlar hızlanabilir. Hatırlanacağı gibi, OKS’nin uygulamaya alındığı 2017 yılında en büyük çıkışlar, gönüllü BES’e daha önceden katılmış olan çalışanlardan gelmişti. OKS’ye dahil edilen çalışanların 3 yıl zorunlu olarak sistemde tutulması önerisi, önceden üzerinde detaylı bir çalışma gerektiriyor. Eksilerini, artılarını değerlendirip ona göre bir yol haritası belirlenmeli.
OKS sistemi yurtdışındaki örneklerinde işveren desteği ile birlikte uygulanıyor. Devlet de vergi teşvikleri ile sistemi destekliyor. Bizdeki uygulamada ise işveren desteği yerine doğrudan devlet desteği var. Sistemin uygulanmaya başladığı 2017 yılında ekonomide kendini göstermeye başlayan olumsuzluklar ve asgari ücrete yapılan %30‘luk artış nedeniyle, sistem işveren desteği olmadan başladı. Türkiye Sigorta Birliği işveren desteği ve kıdem tazminatlarının BES’e aktarılması konusunun, bir model içerisinde kurgulanarak, soruna çözüm bulunabileceği görüşünde. Böylece hem kamu maliyesine ek bir yük doğmayacak. Hem de işverenler ekonomik olarak zorlanmayacak. Ancak bu öneri de üzerinde çokça çalışılması gereken bir konu. Konunun muhatapları işverenler, çalışanlar, sendikalar, sigortacılar, fon yöneticileri, kamu vb. Üzerinde ciddi ve ayrıntılı bir çalışma ile bütün tarafların görüşleri alınarak uygulamaya geçilmeli.
Ayrıca daha önce OKS tarafında, uygulamada bazı değişiklikler yapılması konusunda da öneriler gündeme gelmişti. Neydi bunlar? Mevcut uygulamada 1,000 liralık devlet katkısı 2 aylık cayma süresinin sonunda katılımcının hesabına intikal ettiriliyor. Sistemden ayrılan katılımcılar 1,000 liralık devlet desteğini kaybediyor ve bir daha da hak edemiyor. Çalışanlar sistemden çıksa bile, yeniden sisteme dahil olduğunda 1,000 liralık devlet katkısını hak edebilsin, ayrıca 1,000 liralık bu başlangıç devlet katkısı değerlemeye tabi olsun talebi, düzenleyici otoriteye iletilmişti. Muhtemelen cayma süresi ve kıdem tazminatlarının BES’e aktarımı konularının yanında 1,000 liralık başlangıç katkısıyla ilgili beklentiler de görüşülecektir.
Belli ki sistemde daha gidecek çok yolumuz var. Peki, sisteme dahil ettiğimiz çalışanlar memnun mu, fon getirileri ne durumda? Burada da karnenin çok parlak olmadığı söylenebilir. 2018 başından bu yana dolar endeksindeki değerlenme içeriye kurlarda artış olarak yansırken, hisse senetlerinde düşüş gözleniyor. Faizler ise %25-27 seviyelerine yükseldi. Faizlerin artış eğilimi düşük riskli yatırım enstrümanı olarak görünen kamu ve özel sektör borçlanma araçlarının değerinin düşmesine neden oldu. Hem devlet katkısı fonlarını hem de diğer fonları olumsuz etkileyen bu gelişmeler, sisteme yeni giren OKS katılımcılarının fonlardan getiri sağlayamamasına neden oldu.
2017’de çok hızlı bir şekilde uygulamaya başlanan sistem hem bireysel emeklilik şirketlerini hem işverenleri hem de çalışanları hazırlıksız yakaladı. Sistemde yaklaşık 1,5 yıl tamamlandı. Ancak özellikle finansal okuryazarlık seviyesinin düşük olduğu alt gelir gruplarına inildikçe sistemin anlaşılması ve anlatılması zorlaşıyor. Bireysel emeklilik şirketlerinin çalışanlara, çalışanların BES şirketlerine ulaşımı ve iletişiminde problemler yaşanıyor.
Diğer taraftan ekonomideki olumsuz gelişmeler, ücretlerde reel olarak gerilemeye neden olurken, geleceği görmeyi zorlaştırıyor. Bu ortamda günü kurtarmak daha önemli görülüyor, gelecek için birikim yapma düşüncesi geriye atılıyor. İşte burada yapılacak olan düzenlemeler çok önemli olacak. Sistemde kalmayı cazip hale getirecek düzenlemelerle, hem katılımcıların emeklilik hedeflerine ulaşması, hem de kamunun sistemden beklediği faydaları sağlaması mümkün olabilir.