SERMAYE PİYASASI KONGRESİNDE BES’İN SAĞLIĞI TARTIŞILDI
14-15 Kasım tarihlerinde yapılan sermaye piyasaları kongresinde ana tema ‘Geleceğimiz için Büyüme’ konusuydu. İki gün süren kongrede Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme hedefleri doğrultusunda paneller ve eğitimler yer aldı. Büyümenin nasıl olması gerektiği, girişim sermayesi, portföy yönetimi, doğrudan yabancı sermaye yatırımları, alt yapıların sermaye piyasası yoluyla fonlanması, blockchain, islami finansal ürünler panellerde tartışılan konu başlıklarından bazılarıydı.
Sermaye piyasaları tabanına oturan Bireysel emeklilik sistemi de panellerde yerini aldı. ‘Sağlıklı BES’lenmenin Yolu’ panelinde, Allianz Hayat ve Emeklilik ile Allianz Yaşam ve Emeklilik şirketleri Genel Müdürü Taylan Türkölmez moderatörlük yaptı. Panele Boğaziçi üniversitesi İstanbul Emeklilik Araştırmaları merkezinden Prof. Dr. A.Vedat Akgiray, Habertürk Gazetesi Ekonomi Yazarı Abdurrahman Yıldırım, Halk Portföy Yönetimi Genel Müdürü Alim Telci, Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M.Uğur Erkan konuşmacı olarak katıldılar. Aşağıda katılımcıların BES konusunda görüşleri ve önerileri ile mevcut durum değerlendirmelerini okuyacaksınız.
M.Uğur Erkan: Emeklilik Sistemlerinde Sürdürülebilirlilik
Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M.Uğur Erkan konuşmasında, Dünya Bankası raporlarından yola çıkarak, 5 basamaklı emeklilik sistemi hakkında bilgi verdi. Buna göre, vatandaşlara minumum standartlarda geçim güvencesi verilmesinin yanında, kamu emeklilik sistemleri ve gönüllü - zorunlu bireysel emeklilik sistemleri ile vatandaşların emeklilik sistemi dışında kalan varlıklarının getirilerinin de göz önüne alındığı bir yapının oluşturulması gerektiği savunuluyor. Türkiye’de 3 basamaklı bir yapının söz konusu olduğunu vurgulayan Erkan, emeklilik fon büyüklüğünün GSYİH’daki oranına bakıldığında Türkiye’nin yüksek büyüme potansiyeli taşıdığını söyledi. Türkiye’deki demografik yapıya vurgu yaparak, 2016’da %8 olan yaşlı nüfus oranının 2050’de %21’e yükselmesinin beklendiğini ifade etti. Giderek yaşlanan nüfusun kamu üzerinde yük oluşturduğunu bu nedenle bireysel emeklilik sistemleri açısından doğru planlama yapılması gerektiğini ifade etti. ‘Emeklilik sistemlerinde Sürdürülebilirlik’ konusunda dünyadan güncel öneriler de sunan Erkan, emeklilik yaşının yükseltilmesi, yaşlı nüfusta işgücüne katılımın artırılması, özel tasarrufların teşviki, bireysel emeklilikte kapsama alanının genişletilmesi, anlaşılır ve şeffaf yönetim başlıkları altında açıklamalarda bulundu.
Alim Telci: Bir başarı hikayesi
Halk Portföy Yönetimi Genel Müdürü Alim Telci, bireysel emeklilik fonlarının gelişimini tarihsel bazda ve enstrüman çeşitliliği açısından irdeledi. Hem portföy büyüklüğü olarak çok ciddi bir yol alındığını hem de enstrüman çeşitliliği açısından, fonlarda nitelikli ürünlerin yer aldığını ifade eden Telci, bunun bir başarı hikayesi olduğunu söyledi. Bu başarının arkasında emeklilik şirketleri, fonlar ve portföy yönetim şirketleri arasındaki güçlü bağlantının, aktörlerin sistem içindeki rollerinin ve aktörler arasında yıllara dayanan işbirliği süreçlerinin önemli rol oynadığını vurguladı. Ancak yine de katılımcıların fon getirilerinden memnuniyetsiz olduğunu, bunun nedeninin de katılımcının pasif tavrından kaynaklandığını ifade etti. Telci, 2015-2017 aralığında piyasalardaki bütün dalgalanmalara karşın katılımcıların ne reaktif, ne de proaktif tepki vermediğini söyledi.
Abdurrahman Yıldırım: Reel getiri düşük, devlet katkısı artısı
Gazeteci Abdurrahman Yıldırım bireysel emeklilik fonlarının getirilerini 10 yıllık bazda değerlendirerek alternatif yatırım araçlarıyla karşılaştırdı. 10 yıllık dönemde cumhuriyet altınının %377, Bileşik tahvil faizinin %172, Sepet Kurun %137 getiri sağladığını ifade ederek, bu dönemde TÜFE’nin %121 olarak gerçekleştiğini söyledi. Fon getirileri açısından BES ortalamasının %126 ile TÜFE’nin çok az üzerinde olduğunu, reel getiri olarak fonların getirisinin düşük kaldığını ifade etti. BES fonları özelinde aynı dönemde Kamu Dış Borçlanma Araçları fonlarının %268, Kıymetli Maden Fonlarının %196, Hisse Fonlarının %154, Standart Fonların %147, Esnek Fonların %129, Kamu İç Borçlanma Araçlarının %113 ve Likit Fonların %92 getiri sağladığını vurguladı.
A.Vedat Akgiray: Potansiyel yüksek
Boğaziçi Üniversitesinden Prof.Dr. A.Vedat Akgiray ise konuya daha geniş bir perspektiften yaklaştı. 2016 yılında emeklilik fonlarının GSYİH’ye oranı OECD basit ortalaması %51 iken Türkiye’de bu oranın %5 seviyesinde olduğunu ifade ederek, gidilecek daha çok yol olduğunu, uygun düzenlemelerle 5-7 yıl içerisinde emeklilik fonları büyüklüğünün en az 300 milyar dolara ulaşacak potansiyeli olduğunu söyledi. Emeklilik fonlarının hisse senedi yatırımlarında OECD ortalamasının %40 iken Türkiyede %12 seviyesinde olduğunu, bunun için halka açılmaların teşvik edilmesi gerektiğini, hisse fonların çeşitlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. A.Vedat Akgiray’ın BES politikası konusunda önerileri de oldu. Buna göre, BES tüm çalışanları kapsayacak şekilde olmalı ve çıkış yasağı konulmalı. Mevcut durumda uygulanan teşvikler sürdürülebilir değil, bu nedenle teşvikler gelir düzeyi ile ters orantılı olmalıdır. Emeklilik yaşı demografik gelişime uygun olarak uyarlanmalı, yaş tabanlı standart fonlar ile gençlere daha riskli, yaşlılara daha az risk içerecek fonlar oluşturulmalıdır. Akgiray SGK fonlarının da bireysel emeklilik fonlarıyla aynı çatı altına alınabileceğini sözlerine ekledi.