YATIRIMINIZ HUZURUNUZU BOZMASIN
Son 3-4 aydır dolar/TL’de 8 seviyelerinden başlayan çıkış, bu çıkışa eşlik eden borsa ve altın fiyatları ile herkesi şaşırtıyor. Hadi, altın fiyatları yurtdışında dolar bazında belirleniyor, dolar yükselince fiyatının yükselmesi doğal ama ya borsaya ne demeli? İlk defa 2017 yılında borsa ve doların aynı anda yükseldiğine şahit oldu piyasalar. İkinci kez aynı durumla karşı karşıyayız. Bunun nedeni konusunda pek çok şey söylense de en önemli neden olarak enflasyondaki yükseliş eğilimi gösteriliyor. Zaten dolar bazında 2013’lerden beri düşmekte olan borsa aşırı ucuzlamıştı. Henüz çoğu senette dolar bazında bir yükseliş görülmese de, doların yükselişinin bir yerde duracağı ve enflasyondan kaynaklanan fiyatlamaların ev gibi, dolar gibi elbet borsaya da yansıyacağı ifade ediliyor.
Uzun yıllardır alışılmışın dışında gelişen piyasa hareketleri yatırımcıları para kazandırsa da huzursuz ediyor ve deyim yerindeyse herkes diken üstünde. Gelin yatırım enstrümanı bazında bakalım, yatırımcısını en rahat ettiren yatırım enstrümanı hangisi, huzursuz eden hangisi?
EN HUZURLU YATIRIM
Ülkemizde en uzun vadeli, en huzurlu yatırım kadınlarımızın ellerindeki, kollarındaki, boyunlarındaki bilezikler, kolyeler, yüzükler, küpelerdir. Çünkü bunlar hem ziynet eşyası hem de kadının geleceğine yatırım anlamı taşır. Ev, araba alınacaksa annenin elindeki, kolundaki bilezikler destek olur. Bu ziynet eşyalarına sahip olan kadınlar, hiçbir zaman kolumdaki bileziğin fiyatı ne oldu, diye bakmaz. Bu yüzden de altın ziynet eşyaları yıllarca bekletebilir. Elinde kolunda altın taşıyan kadınlar piyasalardaki fiyatları takip etmediğinden, yatırımları onları üzmez huzurunu bozmaz. Son yıllarda yatırım amacıyla gerek külçe, gerekse de fon olarak altına yatırım eğilimi güçlendi. Tabi ki, bu yatırımcılar altının günlük fiyatını yakından takip ediyor ve piyasa dalgalanmalarından faydalanmak istiyorlar. Fakat bu eğilim huzurlarını da bozmuyor değil.
DÖVİZ
Ülkemiz enflasyon canavarını bir dönem kontrol altına almayı başardı. Fakat son dönemde maalesef enflasyon hem içeride hem dışarıda başını kaldırıyor. Halkın uzun yıllardır enflasyona karşı korunma yöntemi ise döviz biriktirmek, eline geçeni dövize bağlamak. Yıllarca devam eden bu eğilim nedeniyle bankacılık sisteminde döviz mevduatlarının oranı toplam içinde yüzde 60 seviyelerine yaklaştı. Bireysel emeklilik sistemi nisbten yeni olmasına rağmen burada da dövize dayalı varlıklar hızla büyüyor. Peki, dövizde de her gün fiyatlar iniyor-çıkıyor mevduat sahipleri bu durumdan huzursuz oluyor mu? Tabii ki, döviz mevduatı tutanların bir kısmı döviz fiyatlarındaki bu iniş-çıkıştan faydalanmak istiyor ve döviz yükseldikçe satış, aşağı geldikçe alış yapıyor. Ancak döviz mevduatı tutanların çok büyük bir kısmı, fiyatlardaki dalgalanmalara aldırmadan döviz biriktirmeye devam ediyor. Peki, döviz mevduatı tutanlar dövizin yükselişinden kar ediyor, gibi görünüyor; değil mi? İşin aslı dövizdeki yükselişin enflasyona katkısı nedeniyle kar etmekten ziyade, paranın satın alma kabiliyeti korunabiliyor. Ülkemizde dövizdeki yükselişin enflasyona etkisi yüksek olduğundan, (üretimin yüzde 80’ini ithalata bağımlı) bu tür yüksek volatilitenin yaşandığı günlerde üreticiler fiyat belirleyemiyor. Doları olan da olmayan da, doların yükselişinden huzursuz oluyor.
HİSSE SENETLERİ
Ülkemizde borsanın kuruluşu 1986’lara dayanıyor. 30-35 yıllık bir geçmişi var. Dolayısıyla hisse senetlerine yatırım konusu diğer ülkelere kıyasla yaygın ve geleneksel değil. Hisse senetleri alınıp-satılacak ve kısa sürede köşe dönülecek, yaklaşımı mevcut. Yaklaşım bu olunca zaten doğası gereği volatil olan hisse senetleri piyasası daha da dalgalı hale geliyor. Üzerine bir de enflasyona karşı reel olarak değer kaybı eklenince, hisse senetleri piyasasına olan ilgi azalıyor. Volatilite yatırımcıların bu hisselerde uzun vadeli bekleyememesine neden oluyor. Hisse senedi yatırımcıları piyasada ne yaptığını ve neden yaptığını farketmeden, piyasanın akışına kendini kaptırınca geceler uykusuz, huzursuz oluyor.
SABİT GETİRİLİ YATIRIMLAR
Türk Lirası cinsinden sabit getirili yatırım araçlarından mevduat, en kısa vadeli yatırım türlerinden birisi. Bankalarda mevduat ortalama 30-45 gün aralığına yığılmış durumda. Enflasyonun yükseliş dönemlerinde, er-geç enflasyonu takip etmek zorunda kalan faizler, yatırımcıları kısa vadeli davranmaya ve yükselen faizlerden faydalanmaya itiyor. Ancak maalesef her durumda faizler enflasyonun arkasından geldiği için bir gecikme söz konusu ve reel bir kayıp oluşuyor. Ha, sabit getirili varlıklara yatırım yapanlar öyle aşırı volatil günler yaşamıyor ama, reel getiri kayıpları nedeniyle arayış içerisindeler.
Böyle bir yatırım ikliminde yatırımcı olmak zor. Öncelikle enflasyonu kontrol altına alacak önlemler devreye girmeli. Dışarıdan yabancı yatırımcı beklemek yerine, kendi yatırımcılarımızı devreye sokacak, yeni yatırım alternatifleri geliştirmeli, yeni araçlar sunmalıyız.