GENÇLİK AŞISIYLA 7 MİLYON GEÇİLDİ
Gönüllü bireysel emeklilik sisteminde 2013 yılında başlayan devlet katkısı uygulaması, üç yıl gibi çok kısa bir sürede katılımcı sayısını 3 milyondan 6 milyona taşımıştı. Büyük bir heyecan yaratan ve sistemin cazibesini artıran devlet katkısı, sistemin tanınmasında, bilinmesinde etkili oldu. 2015 yılını 6 milyon katılımcı sayısıyla kapatan BES’te bundan sonraki yıllarda artış hızı yavaşladı, hatta zaman zaman çıkışların daha etkili olduğu bir döneme girildi.
Son dönemde bireysel emeklilik sisteminde çok önemli düzenlemeler yapıldı ve BEFAS’la katılımcılara sistemde önemli bir hareket özgürlüğü sağlandı. Bunun üstüne 18 yaş altının sisteme dahil edilmesiyle yeni bir rüzgar yakalandı. Bu da sistemdeki katılımcı sayısını 7 milyonun üstüne taşıdı.
Peki, sistem olgunlaştı, artık yapacak bir şey kalmadı, diyebilir miyiz? Bilindiği gibi bu dünyanın tek gerçeği, değişim. Değişim, yenilik, güncelleme ne derseniz deyin, sistemi zamana ve ihtiyaçlara uygun olarak düzenlemek, yönlendirmek gerekiyor. Sistemde daha neler yapılabilir, sorusuna içinde bulunduğumuz dönemin şartları ve beklentiler doğrultusunda cevap vermek gerekirse, aşağıdaki başlıklar öne çıkıyor.
KISMİ ÇIKIŞ HAKKI
Özellikle 18 yaş altının sistem katılmasıyla 56 yıl sürebilecek bir BES yolculuğuna çıkılıyor. Ülkemizde ilk defa bu kadar uzun vadeli bir yatırım olasılığı ortaya çıktı. Bunu bir fırsata çevirmek, ‘Kısmi Çıkış Hakkı’nın sisteme tanımlanmasıyla mümkün. Böylece, bu uzun yolculukta katılımcının eğitiminde, evliliğinde, sağlık problemlerinde, konut alımında yanında olan, katılımcısını yalnız bırakmayan bir sistem ortaya çıkar. Aksi halde 18 yaş altında sisteme dahil edilenlerin çok büyük bir kısmı, 18 yaş sonrası sistemden ayrılabilir. Kısmi çıkış hakkının yönetmeliğinin hazırlanması konusunda Sigorta ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK) çalışmaları olduğuna dair ifadeler söz konusu. Umuyoruz ki, bu düzenleme en kısa sürede hayata geçer.
BAĞIMSIZ FİNANSAL DANIŞMANLIK
Bireysel emekliliğin gelişmesinde ikinci önemli adım, sermaye piyasalarına entegre, bağımsız finansal danışmanlık kurumunun oluşturulmasıdır. Bağımsız finansal danışmanlığın konusu, sadece bireysel emeklilik ile sınırlı değil. İnsanların ne kadar biriktirerek yatırımlarını nerelerde değerlendireceğinden, evini arabasını ne zaman alacağına kadar uzanan bir yelpaze aslında. Bağımsız finansal danışmanlar gelir, yatırım ve tüketimi bir arada değerlendiriyor. Gelirden en uygun tasarruf miktarını belirleyerek, tasarrufların amaçlara uygun yatırım araçlarına yönlendirilmesini öneriyor. Konut ve araba almak, çocukların eğitimi, evlilik veya sağlık harcamalarının nasıl yönetileceği, nasıl finanse edileceği konusunda yol gösteriyor. Bağımsız finansal danışmanlara ihtiyacın en basit göstergesi ise, sosyal medya fenomenlerinin peşinde koşan yatırımcılardır. Hiç bilmediği, tanımadığı, sadece bir ad veya lakap ardına gizlenmiş kimselerden yatırım tavsiyesi, tüyo almak derdinde, yatırımcılarımız. Sonra da gelsin manipülasyonlar, silkelensin kerizler….Bunun yerine piyasada SPK tarafından lisans veya sertifika verilmiş kimseler, kurumlardan hizmet, yatırım tavsiyesi alınsa, daha iyi olmaz mı?
ENFLASYONA ENDEKSLİ ÜRÜNLER
Bireysel emeklilik gibi uzun vadeli yatırımların, en büyük düşmanı enflasyondur. Yatırımcı enflasyon kadar getiri sağladığında aslında reel olarak hiçbir şey kazanmıyor demektir. Yatırımın karlılığı enflasyon üstü getiri sağlamaya bağlı. Fakat ülkemizde, enflasyona bağlı getiri sağlayan yatırım araçları çok sınırlı. Bireysel emeklilik sisteminde enflasyon üstünde getiri vadeden fon çok az. Devlet katkısı fonları portföylerindeki borçlanma araçları nedeniyle faiz ve enflasyon baskısı altında. Faizlerin yukarı yönlü olduğu dönemlerde devlet katkısı fonlarının getirileri azalıyor veya negatife dönüyor. Diğer yandan enflasyonun yüzde yirmilere yaklaştığı bu günlerde %25* devlet katkısı cazibesini yitiriyor. Bu ortamda en azından devlet katkısı fonlarının portföylerine alınabilecek, piyasada işlem görmeyen (doğrudan hazineden alınıp-satılabilecek, yani piyasadaki dalgalanmalardan etkilenmeyecek) TÜFE’ye endeksli özel borçlanma araçlarına ihtiyaç var. Böylece piyasadaki dalgalanmalar nedeniyle oluşan değer azalışları bertaraf edilebilir. Katılımcılar devlet katkılarının getirilerinden huzursuz olmaz.
Enflasyona endeksli yatırım araçlarının varlığı, emeklilik döneminde de getirilere ve ödenecek maaşlara bir anlamda garanti anlamı taşıyabilir. Katılımcıların piyasalardaki dalgalanmalardan etkilenmeden, sistemden düzenli gelir alması ancak TÜFE’ye endeksli gelir sağlayan varlıklarla sağlanabilir.
HEDEF FONLAR
Bireysel emeklilik sistemindeki katılımcıların neredeyse yüzde 90’ı hiç fon dağılım değişikliği yapmıyor. Sisteme girerken hangi fonları tercih ettiyse, birikimleri o fonlarda değerlenmeye devam ediyor. Halbuki sisteme girildiğinde daha çok risk alabilecek olan katılımcı, ilerleyen dönemlerde risklerini azaltması gerekiyor. Belki de portföy çeşitlendirmesi yapılmalı. Özellikle sisteme bankalar aracılığı ile giriş yapanların çok büyük bir kısmı, bireysel emekliliği bir mevduat gibi değerlendiriyor. Fonlardan ve piyasalardan haberdar değil. Bu tür katılımcılara hitap edecek; katılımcının yaşam döngüsüne uygun olarak, ilerleyen yaşlarında riski giderek azaltacak, fonlara ihtiyaç var. Katılımcılar bu fonları tercih ettiklerinde gerçekten hiç bir şey yapmalarına, fonlarını değiştirmelerine gerek kalmayacak. Portföy yöneticisi hedeflenen sürelerde portföyün riskini kademe kademe azaltarak katılımcıları emekliliğe taşıyacak.
SİSTEME GÜVEN SAĞLAMAK
Bireysel emeklilik katılımcılarının çok büyük bir kısmı sisteme, fonlara, fonların yönetimine güvenmiyor. Bu güvenin sağlanması, katılımcıların sorunlarının çözüleceğine inanması, kamuyu ve BES şirketlerini tüm gücüyle yanında hissetmesi çok zor, başarılmayacak işler değil. Katılımcıyı bilgilendirmek, anlamadığını açıklamak, sistemdeki eylemlerinin sonuçlarından haberdar etmek, bu teknoloji çağında sorun olmamalı.
Sistem geliştikçe, talepler arttıkça, sistemdeki fon türü, yatırım araçları, kurumlar çeşitlenecek, güçlenecek. 2016’dan bu yana bir milyon katılımcıyı sistemde tutarak 7 milyona ulaşamamıştık. Yapılan hamlelerin (BEFAS ve 18 yaş altının sisteme girişi) cevabı katılımcılardan geldi. Bunu kamusuyla, özeliyle, katılımcılarıyla, yatırımcılarıyla bir fırsata çevirmek elimizde….
*Para Dergisi’nin 7-13 Kasım 2021 tarihli sayısında yayınlanmıştır.
*22 Ocak 2022 Cumartesi ve 31727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Kanunu’nda yapılan değişiklik ile devlet katkısı %25’ten %30 çıkarıldı.