SOSYAL GÜVENLİK BİREYSEL ÇABALARLA BAŞLADI
Sanayileşme ile birlikte çalışanların sağlık giderlerinin karşılanması amacıyla kurulmaya başlanan sosyal güvenlik sistemleri ilk başlarda çalışanlar tarafından finanse edilen yardım sandıkları şeklinde örgütlenmişti. İlk bireysel emeklilik sistemleri şirketlerin çalışanları için geliştirdiği yardım sistemleriydi. 1875-1929 döneminde ABD ve Kanada’da 421 özel emeklilik programı uygulanmaktadır. 1875 yılında Amerikan Demiryolu şirketi tarafından ilk emeklilik sistemi kurulmuştur. Avustralya’da bilinen ilk emeklilik fonu 1862 yılında Bank of New South Wales tarafından oluşturulmuştur. İngiltere’de ilk özel emeklilik fonu 1375 yılında Londra’da ‘Of St.James at Garlekhithe of London’ olarak bilinmektedir.
Tarih içerisinde sosyal güvenlik sistemleri kamunun desteği ile gelişerek çalışanlara ve bakmakla yükümlü ailesine de sağlık hizmeti verir hale gelmiştir. Bu dönem içerisinde çalışanların yaşlılıkta da gelir elde etmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmış emekli maaşları ödenmeye başlamıştır. Kamu sosyal güvenlik kurumlarının öncüsü Almanya olmuştur. Bismarck Modeli de denilen kamu sosyal güvenlik uygulamalarının tarihi 1883-1889 yıllarında kabul edilen üç yasaya dayanıyor. Hastalık Sigortası sağlık yasası(1883), İş kazaları yasası (1884) ve Yaşlılık sigortası yasası (1889). İkinci dünya savaşından sonra sosyal güvenlik uygulamaları diğer ülkelerde de yaygınlaşmış, kamu sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınan çalışan sayısı artmıştır. 1948 yılında ‘sosyal güvenlik’ Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen İnsan Hakları Beyannamesinde yer alarak evrensel bir hak olarak kabul edilmiştir.
Türkiye, kamu sosyal güvenlik sistemine 1945 yılında adım atmıştır. İlk olarak İş Kazaları, Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunu çıkarılmış, 1946 yılında İşçi Sigortaları Kurumu kurularak, daha önce kurulan pek çok sandık bu kurum altında birleştirilmiştir.
1990’lara gelindiğinde gelişmiş ülkelerde uzayan yaşam süreleri nedeniyle yaşlanan nüfus ve çalışan genç nüfusun azalması kamu sosyal güvenlik sistemlerini zorlamaya başlayınca, dünya bankası tarafından 3 ayaklı emeklilik sistemi evrensel bir çözüm olarak sunulmuştur. Buna göre üç ayaklı yapı şu aşamalardan oluşmaktadır: Kamu emeklilik sistemi, işveren katkılı özel-mesleki emeklilik sistemi ve bireysel emeklilik sistemleri. Dünya Bankasının bu önerilerinin arkasında yapılan nüfus projeksiyonları vardır. Yapılan çalışmalar Latin Amerika, Orta Asya ve Doğu Avrupa ülkelerinde 2050 yılında yaşlı nüfusun çalışma çağındaki (15-64 yaş) nüfusun iki katına çıkacağını göstermektedir.
Türkiye’de bireysel emeklilik ile ilgili çalışmalara 1993 yılında başlanmış, ancak sistem 2003 yılında faaliyete geçmiştir. Uygulamada bazı ülkelerde zorunlu, bazılarında gönüllük esasına dayalı sistemler uygulanmakta, bazılarında da hem zorunlu hem de gönüllük esasına dayalı sistemler benimsenmektedir. Türkiye’de önce gönüllük esasına dayalı sistem benimsenmiş, 2017 yılı başında çalışanların otomatik olarak kapsama dahil edildiği ikinci aşama, işveren katkısı olmadan uygulamaya alınmıştır.
Bireysel emekliliğin gelişimine bakıldığında önce bireylerin güçlerini birleştirdiği yardımlaşma sandıkları şeklindeki örgütlenmelerin daha sonra kamu tarafından zorunlu sosyal güvenlik çatısına alındığı izleniyor. Ancak 1990’lardan sonra tekrar bireysel katkılı emeklilik sistemlerine dönüş olduğu gözleniyor. Başlangıçtakinden bir farkla, bu kez devletler bireyleri teşvik ediyor. Gerek doğrudan katkılarla, gerekse vergi avantajlarıyla.