ÖRNEK PORTFÖYLERDE KATILIM KEYFİ
2020 başladığından beri ekonomilerde yaşanmamışlar, yaşanıyor, denenmemişler deneniyor. Korona bir tarafta, merkez bankalarınca basılan paralar diğer tarafta, piyasaları coşturdukça coşturuyor. ABD Merkez Bankası tarihinde basılmamış doları basarken, bütün dünyada faizlerde getiriler negatife dönmeye başladı. Getiri arayan sermaye, hisse senedi piyasalarına aktı. Son dönemde bizim borsamıza 400 bin yeni yatırımcı geldiğinden söz ediliyor. Borsalar canlı, borsalar volatil. Bir kesim borsalardaki yükselişin balon olduğunu, bir gün patlayacağını ileri sürerken, bir diğer kesim merkez bankalarınca basılan paranın gidecek adresi olmadığını, bu nedenle borsalarda yükselişin devam edeceğini iddia ediyor. Bakalım, izleyip göreceğiz.
GÜÇLÜ GETİRİ KATILIM PORTFÖYÜNDE
Bütün bu curcuna içerisinde 3 ayda bir güncellediğimiz örnek portföylere bakıldığında, katılım portföyünün sessiz-sedasız güçlü bir şekilde getiri sağladığı görülüyor. Örnek katılım portföyümüz yüzde 25 hisse katılım fonlarından, yüzde 20 kıymetli maden katılım fonlarından ve yüzde 55 standart katılım fonlarından oluşuyor. Getirinin arkasındaki nedene bakıldığında ise hisse senedi katılım fonlarının yıllık yüzde 92’ye ve altın ve kıymetli madenler fonlarının yüzde 50’ye yaklaşan getirisi ile katılım portföyünü parlattığı görülüyor.
ALTERNATİF PORTFÖYLER
Peki, diğer örnek portföyler de çeşitlendirilmiş, onların getirisi neden katılım portföyü kadar olmamış? Gerçekten de riskli portföyde yüksek oranda hisse senedi ve altın fonları var. Ama katılım portföyünün yıllık getirisi yüzde 48,74’e ulaşmışken, riskli portföyün yıllık getirisi yüzde 34,34’te. Buradaki farkın hisse katılım fonlarının getirisi olduğu görülüyor. Hisse fonlar yıllık bazda yüzde 24,80 getiri sağlarken, hisse katılım fonlarının getirisi yüzde 91,62’de. İki fon kategorisi arasında neredeyse dört kata yakın bir fark oluşmuş. Genel olarak örnek portföylerin tamamı yıllık olarak enflasyon üzerinde getiri sağlayarak katılımcılarını güldürürken, piyasalarla çok da boğuşmadan getiri sağlanabileceğinin mesajını veriyor sanki. Portföyünü çeşitlendir ve bekle….
PİYASALARIN YÖNÜ
Faizlerin aşağı yönlü hareketiyle neredeyse bütün dünyada sabit getirili varlıklar negatif getiri bölgesine giriyor. Sabit getiri vadeden yatırımların çözülmesi alternatif piyasalarda yükselişi sağlıyor. Paranın bir kısmının hisse senedi piyasalarına aktığı, bir kısmının ise riskten korunma amacıyla altın ve kıymetli madenler ile bitcoin gibi piyasalara yöneldiği gözleniyor. Dünya tarihinde piyasaların bu kadar paraya boğulduğu bir dönem yaşanmamış. Hani tarih tekerrürden ibarettir diyoruz ya, aslında tekerrür eden tarih değil, olaylar karşısındaki insan davranışları. Yatırımcılar da her zamanki gibi getiri arayışıyla riske aldırmadan kapasitelerinin çok üzerinde yatırımlar yaparak, deyim yerindeyse piyasalara dalıyorlar. Kazanıyorlar mı? Evet, şimdilik kazanıyorlar. Ama problem şu: Bu akışa kapılarak piyasaya gelen yatırımcılar nereden çıkacaklarını bilemiyorlar. Piyasaların geri dönüşünde ellerinde varlıklarıyla çok uzun zaman beklemek zorunda kalıyorlar. Ne olacak, beklesin; diyebilirsiniz. Nasıl olsa piyasalar tekrar yükselir, değil mi? Ancak kendi kapasitelerinin çok üzerinde risk alan yatırımcılar, bekleme süresine dayanamıyor ve başka ihtiyaçlarını gidermek için varlıklarını satmak zorunda kalıyor.
Piyasalara getiri arayışıyla gelen, yeni yatırımcıların gözünden kaçırdığı şey şu: Onlar piyasalara saldırdıkça, onların karşısında satan birilerini buluyorlar. Kim bu satıcılar? Piyasaların yukarıya gittiğini onlar görmüyor mu? Onlar neden satarak piyasadan çıkıyor? Bu satıcılar kim biliyor musunuz? Piyasaların bugünlere gelmesini sağlamış, riskini bilen ve her düşüşte yeniden alım yapabilecek sermayeye sahip büyük yatırımcılar. Örneğin, Warren Buffet. Piyasalarda sürekli alım yönünde davranan, almak için her zaman parası olan fon yöneticisi, artık piyasalardan çıkıyor ve bunu ilan ediyor. Diyebilirsiniz ki, bir yatırımcı Warren Buffet bile olsa terste kalabilir, piyasaların yönünü her zaman doğru tahmin edemeyebilir. Doğru. Büyük yatırımcıların da terste kaldığı zamanlar olur, ama onların her zaman devam edecek yakıtları vardır. Halbuki, şu anda piyasaya gelen yatırımcı kitlesine bakıldığında borçla, evini-arabasını satarak veya ömrü boyunca yaptığı birikimini buraya aktararak gelenler olduğu izleniyor. Portföyü zarara döndüğünde devam edecek yakıtı boş verin, belki de günlük ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olacaklar. 2000’deki büyük çıkışı da göz önüne aldığımızda, evet tarih tekerrür ediyor ve edecek; demekten başka çare yok, belki de…