FAİZLER AŞAĞI FON FİYATLARI YUKARI

FAİZLER AŞAĞI FON FİYATLARI YUKARI

25 Temmuz Perşembe günü TCMB (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) politika faizini %24 seviyesinden %19,75’e indirdi. 425 baz puanlık indirim piyasada sert hareketlerin yaşanmasına neden oldu. Dolar/TL paritesi önce 5,74’lere atak yaparken, ilerleyen saatlerde düşüşe geçerek, günü 5,68’lerden kapattı. Borsa ise önce 104 binleri gördü, ardından gelen satışlarla kapanışı 102 binlerden gerçekleştirdi. İki yıllık gösterge tahvilin faizi ise %17,25’e geriledi.  

Piyasada oluşan faizlere yol gösterici olan TCMB politika faizi Perşembe günü indirildi ama piyasa faizleri yaklaşık iki aydır düşüş eğilimindeydi. Dolayısıyla bugünden yarına bir etkiden söz etmiyoruz. Zamana yayılmış bir trendden, eğilimden söz ediyoruz.

FAİZLERİN İNMESİNİN FAYDASI KİME

Faizlerin inmesinin, daha kolay ve ucuz yoldan fon bulunmasını sağlayacağı düşüncesiyle, yatırımlarda artışa neden olacağı varsayılır. Bu nedenle borç para ile yatırım yapacak, borç alacak herkes düşük faiz ister. Yatırım yapacak olanlar, banka kredisi kullanacak olanlar, piyasalardan borçlanacak olanlar, faizlerin inmesinden yanadırlar. Tabi ki, hazine de devletin borçlanma ihtiyacı nedeniyle faizlerin düşük olmasını ister.

Diğer yandan faizlerin bir düşüş trendinde olması, daha önce yüksek faizli menkul kıymetleri portföyüne almış olan bireyler, bankalar, yatırım ve emeklilik fonları ile yabancı yatırımcıların bu işten kar etmesini sağlar. Yüksek faizle portföye alınan menkul kıymetler, faizlerin düşüşüyle değer kazanır. Böylece normalde daha uzun sürede elde edilecek faiz gelirine daha kısa sürede ulaşılmış olur. Vade sonunu beklemeye gerek kalmaz.

KİM FAİZLERİN YÜKSELMESİNİ İSTER

Elinde nakit olan bireysel ve kurumsal yatırımcılar, daha yüksek gelir elde etmek isterler. Bu nedenle yüksek faizin peşinde koşarlar. Çünkü faiz getirisi sağlayan menkul kıymetler genelde riski düşük, getirisi de düşük menkul kıymetlerdir. Ülkemizde faizler çok yüksek gibi görünmesine rağmen, yüksek enflasyon nedeniyle genellikle reel getiri düşüktür. Bu da bankacılık sistemimizde toplam mevduatların %56’sinin döviz cinsinden olmasının temel nedeni olarak gösteriliyor.

Bankada mevduat yapmak isteyenler, ya da elinde likit varlıklarla bekleyen yatırımcılar yatırımlarını faizler yüksek iken yapar. Yabancı yatırımcılar faizler yükseldiğinde, döviz bozdurarak piyasaya girer, tahvil ve bono yatırımı yaparlar. Böylece döviz tarafında yükselen arz, içeride döviz fiyatları üzerinde baskı yaparken, yüksek faizle portföye alınan menkul kıymetler de yüksek getiri sağlar. Yüksek faiz-düşük döviz kuru politikası, genellikle yabancı yatırımcılara kazanç sağlar. Ama yabancı yatırımcılar için asıl kazanç yüksek oranlı faiz artışları ve düşüşlerindedir. Böylece döviz-faiz arbitrajını daha fazla yaparak, kazançlarını artırırlar.

BİREYSEL EMEKLİLİK FONLARI

Bireysel emeklilik sistemindeki fonların yatırım yaptığı enstrümanların çok büyük bir kısmı faize dayalı menkul kıymetlerden oluşuyor. Kamu iç borçlanma araçları, özel sektör tahvilleri, banka bonoları, varlığa dayalı menkul kıymetler, mevduat yatırımı ve hatta repo-ters repo işlemleri. Bunların hepsi güncel faiz oranları üzerinden değerlemeye tabi tutuluyor. Bu nedenle faizlerin aşağı veya yukarı yöndeki hareketinden fonların fiyatları da etkileniyor. Faizlerin yukarı yönde hareketi bu menkul kıymetleri portföyünde tutan fonlarda değer kaybına yol açarken, aşağı yönde hareketi fon fiyatının değer kazanmasını sağlıyor.

Yandaki grafikte görüleceği gibi bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının çok büyük bir kısmı, faizlerin %12 seviyesinin altında olduğu 2009-2017 döneminde sisteme girmiş. 2017 ikinci yarısından itibaren yükselişe geçen faizler %27’lere ulaşsa da bu dönemde sisteme giren katkı payı 13 milyar seviyesinde gerçekleşmiş. Faizlerin düşük olduğu dönemde giren katkı payları halen BES’teki getirileri baskılamaya devam etse de, yeniden düşüş eğilimine giren faizler, BES fonlarının getirisini olumlu etkileyecektir.

OLUMLU ETKİLENECEK FONLAR

-Kamu iç borçlanma araçları fonları: Portföylerinde asgari %80 oranında kamu iç borçlanma araçları tuttukları için, faizlerin düşüş eğilimi kamu borçlanma araçlarının değer kazanmasına, bu da bu türdeki menkul kıymetlere yatırım yapan fonların fiyatının artışına katkıda bulunacak.

-Özel sektör borçlanma Araçları Fonları: Portföylerinde asgari %80 oranında özel sektör tarafından ihraç edilmiş borçlanma araçları tutuyorlar. Faizlerin düşüş eğiliminde olması, bu menkul kıymetlerin değerinin artmasına bu da fon fiyatının artışına neden olacak.

-Standart Fonlar: OKS tarafındaki standart fonlar portföylerinin asgari %50’si oranında kamu iç borçlanma araçlarına yatırım yaparken, gönüllü bireysel emeklilik katılımcılarına sunulan standart fonlar portföylerinin asgari %60’ını kamu iç borçlanma araçlarına yönlendirmek zorundalar. Bu nedenle bu fonlar faizlerin aşağı yönde hareket etmesinden olumlu etkilenecekler ve fon fiyatları artacak.

Devlet katkısı Fonları: Portföylerinde asgari %75 oranında kamu iç borçlanma araçları tutmak zorunda olan devlet katkısı fonları da, faizlerin düşüş eğiliminden olumlu etkilenecek.

*Para Dergisinin 28 Temmuz-3 Ağustos haftasında yayınlanmıştır.

KIDEM TAZMİNATLARI BES’E

KIDEM TAZMİNATLARI BES’E

RAKAMLARIN GÖR DEDİĞİ

RAKAMLARIN GÖR DEDİĞİ