ÖRNEK PORTFÖY ÇALIŞMASI

ÖRNEK PORTFÖY ÇALIŞMASI

Hem fon getirilerinden memnun olmayıp, hem de kendisine tanınan bir hakkı kullanmayan, yani fon dağılım değişikliği yapmayan katılımcılar sayıca çok fazla. Bireysel emeklilik sisteminde katılımcıları ‘Atalet’ durumundan çıkaracak ‘Dürtme’ yani onları harekete geçirecek neden, ne olabilir sorusuna cevap ararken, fon portföyü önerisinde bulunulabilir mi, sorusu çıkıyor karşımıza.

Fakat fonlardan oluşacak bir portföy önerisinde bulunmak, hisse senedi önermek ile aynı şey değil. Neden değil? Birincisi hisse senetlerinde üç aylık dönemlerle açıklanan bilanço rakamları sektöre ve şirkete dair ipucu veriyor. Yani temel analiz ile gidişatın yönü görülebiliyor. İkincisi belli bir sektörde faaliyet gösteren, şirketi etkileyebilecek olumlu veya olumsuz gelişmelerin borsa fiyatı veya reel faaliyetler üzerine yansıması konusunda tahminde bulunmak kolaylaştı. Üçüncüsü ise teknik analiz çalışmalarıyla alım-satım zaman ve fiyatları oluşturulabiliyor.  

100 MİLYAR TL EŞİĞİ KRİTİK

Fon tarafında ise portföyün çeşitliliği, gelecek tahmininde bulunmayı zorlaştıran bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Portföyün içindeki farklı varlık dağılımları piyasalardaki gelişmelerden farklı yönde etkilenecekleri için, fonun fiyatının hangi yöne hareket edeceğini tespit etmek daha zor. Hisse senetleri seçmede oluşan temel ve teknik analiz bilgi seti fon seçiminde kullanılamıyor. Bu nedenle portföy teorisinde standart sapmalar, alfa, beta gibi matematiksel modeller ile fon seçimi öneriliyor. Bu kez de katılımcı için anlaşılması ve yorumlanması zor bir durum ortaya çıkıyor ki, katılımcı açısından tek tercih, mevcut duruma devam, yani ‘Atalet’ oluyor.

Ancak şurası bir gerçek ki, sistem tanınıp bilindikçe, katılımcıların birikimleri arttıkça, piyasalara da ilgisi artacak. Hali hazırda katılımcı başına birikim, ortalama olarak 12 bin TL seviyelerinde. Muhtemeldir ki çok büyük bir katılımcı kitlesi bu seviyelerin de altında bir birikime sahip. Dolayısıyla katılımcılar, henüz ne yapsam da, birikimimin getirisini daha da artırsam telaşında değil. Bu telaşa sahip olanlar da, zaten aktif portföy yönetimi yaparak getirilerini artırmanın yollarını arıyorlar.

Ancak, bundan sonrası için hem devam eden birikimlerin değerlenme süreçleri hem de katkı payı ödemeleri ile sistemdeki birikimler, kartopu gibi büyümeye başlayabilir. ‘0’dan 86 milyar TL’ye 15 yılda ulaşan sistemin 100 milyar TL’yi geçmesi bir-iki yılı bulmayacak belki de. Bu nedenle yapılan örnek portföy çalışması öncü olarak düşünülmeli. Sistemdeki katılımcıların getiri sağlama arayışları arttıkça, bu tür çalışmaların sayı ve kalitesi de artacaktır.

YATIRIM SEÇENEKLERİ

Geleneksel yaklaşımla faiz, altın, hisse ve dövizi temsil eden fonlar hangileri diye bakıldığında, faiz getirisi sağlayan fonlar kamu iç borçlanma araçları fonları, kamu dış borçlanma araçları fonları, özel sektör borçlanma araçları fonlarıdır. Standart fonlar asgari yüzde 60 kamu iç borçlanma senedi taşıdıklarından dolayı ağırlıklı olarak faiz getirisi sunarlar, katılımcılarına.

Para piyasası fonları da faiz getirisi sağlarlar. Ancak portföydeki varlıkların ortalama vadesi 45 gün olduğundan getirileri düşüktür. Ayrıca diğer fon türleri de yerine göre faiz getirisi sağlayan varlıkları kısa veya uzun vadeli olarak portföylerine alabilirler.

Altın yatırımının karşılığı kıymetli madenler fonlarıdır. Altın normalde herhangi bir getiri sunmaz. Ancak fiyatının dolar bazında uluslararası piyasalarda belirlenmesi nedeniyle hem döviz yatırımı sağlar hem de fiyat dalgalanmaları nedeniyle sermaye kazancı.

Bireysel Emeklilik sisteminde döviz yatırımının karşılığı kamu dış borçlanma araçları fonları, yabancı hisse senedi fonları ve yabancı değişken fonlardır. Ayrıca kıymetli madenler fonlarını da unutmamak gerekir. Yerli yatırımcıların altın veya kıymetli maden fonlarına yatırımının, kamu dış borçlanma araçları fonlarına göre bir avantajı daha vardır: Döviz fiyatları yükseldiğinde genellikle yurtdışında Türkiye Eurobond’larının fiyatı düştüğü ve CDS primi arttığı için, fonlar dolar bazında değer kaybeder. Döviz fiyatındaki artışın bir kısmı erir. Bu yüzden, kamu dış borçlanma araçları fonlarını elinde tutan katılımcılar bankada tuttukları döviz mevduata göre veya altın fonlarına göre daha düşük oranda faydalanmış olur, dövizin yükselişinden.

Hisse senetleri bilindiği gibi fiyat dalgalanmalarından faydalanma ve temettü getirisi elde etme amacıyla portföylere alınır. BES sisteminde hisse senetlerine genellikle sermaye kazancı sağlamak amacıyla yatırım yapılıyor, temettü amacıyla yatırım yapan fonların sayısı çok az. Yurtdışı borsalarda işlem gören hisselere yatırım yapan fon da az. (Yurtdışı borsalara yatırım yapan hisse fonlar aynı zamanda döviz kurlarındaki artışı da katılımcılarına yansıtır.) Geriye İstanbul Borsasında işlem gören hisselere yatırım yapan fonlar kalıyor. Bu fonların çok büyük bir kısmı BIST-100 veya BIST-30 endeksindeki hisselere yatırım yaparken, faizsiz getiri tercih eden hisse fonlar BIST Katılım endeksindeki hisse senetlerine yatırım yapıyor.

 ÖRNEK PORTFÖYLER

Bu çalışmamızda çok farklı niteliklere sahip katılımcılar için bir tek fon portföyü oluşturmak yerine, birden fazla örnek portföy sunmak, böylece katılımcılara da seçim şansı sunmak daha doğru bir yaklaşım gibi görünüyor. Örnek fon portföyü, katılımcılara hem kendi risk algılamaları hem de diğer örnek portföyler üzerinden getiri potansiyelini gözlemlemek açısından önemli. Ayrıca katılımcılara zaman içerisinde kendi risk algılarının değişimini izleme olanağı da sunacaktır.  

1 - Muhafazakar Portföy: Risk alma kapasitesi düşük olan katılımcılar için tasarlanan ‘Muhafazakar Portföy’, emekliliği yaklaşanlara, düşük gelir grubuna, başka birikim yapma olanağı olmayan veya tek birikimi bireysel emeklilik sisteminde bulunan katılımcılara önerilebilir. Piyasalara yabancı, şimdiye kadar mevduat dışında yatırım yapmamış katılımcıların, korunma ihtiyacına dönük olan portföyde, dövizdeki dalgalanmalardan faydalanabilmek için kıymetli madenler fonları yer alıyor.

2 - Dengeli Portföy: Sınırlı risk alarak hisse senetleri ve döviz yatırımına portföyünde yer vermek isteyen katılımcılar için oluşturulan ‘Dengeli Portföy’de, kamu borçlanma araçları yine de ağırlıklı yatırım olarak yer alıyor. Bu portföy daha çok piyasalara çok yakın olmayan, fakat BES dışında da birikimi olan gelir grubuna dönük. Dengeli portföyde kamu iç borçlanma araçları fonları yüzde 60, Hisse senedi fonları yüzde 20 ve kıymetli madenler fonları yüzde 20 oranında yer alıyor. Bu portföy yapısıyla gelirini ağırlıklı olarak faiz getirisinden sağlayacak olan portföyde kıymetli madenler fonları ile dövizdeki artış olasılığından faydalanmak hedefleniyor. Hisse senedi fonlarının yüzde 20 seviyesinde bulunması ise bulunduğumuz dönemde riske kapı aralasa da, olası yükselişlerde sermaye kazancı sağlayabilir.

3 - Dinamik Portföy: Birikim kabiliyeti olan, risk alabilen daha genç katılımcılara uygun olan ‘Dinamik Portföy’de, riskli piyasalarda getiri arayışı öne çıkarılıyor. Ancak bir taftadan da sermaye riskini düşürecek sabit getirili yatırım da mevcut. Her ne kadar faizlerdeki yükseliş, sabit getirili yatırımların fiyatlarında da aşırı volatiliteye neden olmuşsa da, uzun vadede portföydeki varlıkların faiz getirisi fiyata yansıyacaktır.

4 - Riskli Portföy: Genç ve uzun yıllar sistemde birikim yapabilecek olan katılımcılara uygun olan ‘Riskli Portföy’de, faiz getirisi değil, sermaye kazancı ve döviz getirisi hedefleniyor. BES’e yeni katılan ve uzun süre katkı payı ödemeye devam edecek katılımcılara uygun görünüyor. Bu nedenle portföye yüzde 40 hisse senedi fonları, yüzde 40 kıymetli madenler fonları ve yüzde 20 Kamu dış borçlanma araçları fonları dahil ediliyor. Böylece düzenli ve sabit bir getiri yerine, düşükten biriktiren, yükselince azaltan volatil bir portföy yapısı hedefleniyor. Bu portföy yapısı ile riskli portföy, piyasaları takip etmeyen, piyasa zamanlaması yapmayan katılımcılara çok uygun görünmüyor.

5 - Katılım Portföyü: Faizsiz getiri hedefleyen katılımcılar için önerilebilecek olan örnek ‘Katılım Portföyü’nde standart katılım fonları yüzde 60 oranında yer alıyor. Portföyünde asgari yüzde 60 oranında kira sertifikası bulundurmak zorunda olan standart katılım fonları, kira getirisine ve katılma hesaplarına odaklanıyor. Hisse senedi fonları ile kıymetli madenler fonları kalan yüzde 40’ı eşit paylaşıyor. Aslında katılım portföylerinde de değişik risk grupları oluşturulabilir. Standart fonların oranı artırılıp, katılım hisse senetleri ve kıymetli madenlerin oranları düşürülerek daha düşük risk ve daha düşük getiri hedeflenebilir. Ya da katılım standart fonunun oranı düşürülüp, kıymetli madenler ve katılım hisse fonların oranı artırılarak daha riskli bir portföy yapısına da geçmek mümkün.

OKS’DEN ÇIKIŞLARA ÇÖZÜM BULUNABİLİR Mİ?

OKS’DEN ÇIKIŞLARA ÇÖZÜM BULUNABİLİR Mİ?

FİNANSAL PLANLAMACINIZ VAR MI?

FİNANSAL PLANLAMACINIZ VAR MI?